Türkiye’de aile şirketleri sessiz ve derinden hakimiyetlerini devam ettirirken, yöneticileri kadın olan şirket sayısı da gittikçe artmakta. Ayrıca aile şirketlerinin 2’nci ve 3’üncü kuşakta kadın yönetici sayısında artış yaşanıyor.
“Aile şirketleri” samimi bir yapı gibi düşünülse de içinde kuralları olan aslında işi önceleyen ve ilişkileri ikinci plana atan zor bir çalışma şekli.
Genellikle belirli sürülerde yöneticilik yapan aile üyeleri, yönetim kurulu başkanı olmadan önce yöneticilik kararları çok da kolay alınmıyor.
Doç. Dr. Gülay Tamer, “Dünyada ve Türkiye’de yönetimde
kadının rolü” başlıklı makale kaleme aldı.
Kadınların yönetici olması engellense de aile şirketlerinde liderlik yapabiliyorlar
Gülay Tamer, kadın çalışanların kariyerleri ve iş
yaşamları boyunca karşılaşmakta oldukları engelleri inceledi. Çalışmanın
sonuçlarını değerlendiren Tamer, kadınların, erkeklere göre daha alt
vasıflı işlerde istihdam edildiğini belirtirken, aile şirketlerinde ise
yönetimin 2’nci ve 3’üncü kuşaklara geçtiği yıllarda ve söz sahibi kişiler
değiştiğinde, kadın yönetici sayısında da artış olduğunu ifade etti.
“Ücret ve prim açısından
erkek yöneticilerle büyük bir farklılık yaşamıyorlar”
Doç.
Dr. Tamer’in yaptığı görüşmelerde kadın yöneticiler ücret ve prim açısından
erkek yöneticilerle büyük bir farklılık yaşamadıklarını ancak yükselme ve terfi
konularında olumsuz bakış açısı ve engellerle karşılaştıklarını belirtti. Kadın
yöneticiler engelleri azaltabilmek için kadın ve erkek bütün çalışan ve
işverenleri bilinçlendirme, aile içi eğitim programları, çocuklu kadın
çalışanlar için; destek programları ve esnek çalışma saatleri, yönetici adayı
kadınlar için ise yetkinlik ve güven artırıcı eğitimler önerdi.
“Aile şirketlerinde 2’nci ve 3’üncü kuşakta kadın yönetici
sayısında artış var”
Kadınların üst kademelere gelememelerinin bir sebebi olarak,
halihazırda kurulu erkek düzeni dışında bırakılmaları olduğunu ifade eden Doç.
Dr. Tamer,
Aynı iş yerinde görev yapan erkekler, sosyal aktiviteler için iş dışında da bir arada olabiliyorlar. Ancak kadınlar iş dışındaki birçok buluşmada yer alamıyor. Bunun sebebi ise kadınların çalışma yaşamlarında, özel yaşam dengesi ile iş yaşamı dengesi kurmaları gerekmesi. Pek çok kadın sosyal yaşamlarından önemli fedakârlıklar yaparak evine ve ailesine vakit ayırmaya çalışıyor. Mesai saatlerinin kadınların ev yaşamını zorlayacak şekilde düzenlenmesi durumu da iş yaşamındaki dengeyi değiştiriyor.
dedi.
Kaynak: www.ensonhaber.com