Para swap hatlarıyla ilgili yapılan işlemleri üç farklı soruya cevap verilerek, üç ayrı başlıkta açıklandı.
Para swap hatlarının içeriği ve nasıl oluşturulduğu, CBCS’lerin kullanımı ne zaman gündeme geldiği ve uluslararası para sisteminin kalıcı bir bileşeni olabilir mi soruları karşılık buldu.
Genel olarak konjonktürel ihtiyaçlar çerçevesinde
oluşturulan ve geçici olduğu düşünülen Merkez Bankası Para Swapları (CBCS), hatları tedrici olarak sistemin
kalıcı bir bileşenine dönüşme potansiyeli taşıyor.
3 soruda para swap hatları
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, İİBF, Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Güven Delice, Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası’nın (TCMB) da kullanma girişimlerini başlattığı para swap hatlarıyla ilgili
bir değerlendirmeyi 3 soruda dile getirdi.
• Para swap hatları nedir ve nasıl oluşturulur?
Swap sözleşmeleri, tarafların karşılıklı olarak belirli bir
vadeye konu olan para (döviz) veya faizi (çapraz döviz swaplarında ikisini
birden) değiş tokuş (takas) yapmalarını sağlayan finansal araçlardır.
Her iki
işlemde de taraflar nakit akışlarını değiştirerek, maliyetleri düşürebiliyor ve
etkin risk yönetimi yapabiliyor.
Para swapları zaman içerisinde farklı amaçlarla da
kullanılmaya başlandı ve merkez bankaları arasında oluşturulan likidite
hatlarının bir parçası haline geldi.
CBCS, bir
ülkenin kendi para birimini belirli bir süreliğine karşı ülkenin para birimiyle
takas etmesini ifade ediyor.
Taraflardan biri çoğunlukla bir rezerv para
ülkesidir. Genel ilke swap işleminin taraf ülkelerin paraları üzerinden
gerçekleştirilmesi olmakla birlikte, zaman zaman üçüncü bir ülke parası (rezerv
para) da işleme konu olabiliyor.
Üç yıllık sürelerde yapılıyor
Genellikle bu anlaşmalar 3 yıllık bir süre
için yapılıyor ve süre dolduğunda yenilenebiliyor. Risk yönetimi ve spekülatif
amaçlarla kullanılan finansal türev enstrümanlarından farklı olarak, bu swap
hatları karşılıklı kredi fonksiyonu görüyor. Taraflar elde ettikleri dövizleri,
kendi bankacılık sistemlerine geçici likidite ihtiyaçlarını karşılamak için
uygun gördükleri teminatlar karşılığında ödünç verebilir. Her iki merkez
bankası da vade bitiminde işlemi tersine çevirme ve ödünç alınan parayı ve
önceden belirlenmiş olan faiz oranını geri ödeme taahhüdünde bulunur. Ters
işlemin şartları önceden belirlendiği için nihai ödemeler döviz kurlarında
ortaya çıkan dalgalanmalardan etkilenmez.
Swap hatlarının oluşturulmasında öne çıkan husus, likidite
sıkışıklıklarının giderilmesi ve döviz piyasalarındaki baskıların
hafifletilmesidir. Bu imkanlar merkez bankalarının herhangi bir istikrarsızlık
durumunda daha hızlı hareket etmelerini ve duruma özel finansal destekler
sağlamalarını mümkün kılıyor. Bunun yanı sıra bazı ülkeler ödemeler
bilançosunda yaşanan sorunlar nedeniyle bu imkanı kullanmak isteyebilir.
CBCS’lerin bir diğer kullanım amacı da anlaşmaya taraf olan ülkelerin
karşılıklı ticaret ve yatırım akımlarını artırma ve bunları ulusal paralarla
gerçekleştirme çabaları olabilir. Çin örneğinde olduğu gibi, ülke parasının
uluslararası hale gelmesine yönelik girişimler de bu bağlamda
değerlendirilebilir.
• CBCS’lerin kullanımı ne zaman gündeme geldi?
CBCS’ler, 2008 küresel finans krizinde, yaşanan likidite
sıkışıklıklarının önüne geçilmesi ve uluslararası ödemelerin aksamadan
yürütülebilmesi açısından kullanışlı enstrümanlar olarak gündeme geldi.
Kriz
esnasında uluslararası rezerv kaynak yetersizliğinin finansal
istikrarsızlıklara yol açarak küresel piyasaların işleyişini ve makroekonomik
göstergeleri bozmaması için Amerikan Merkez Bankası (Fed) öncülüğünde 6 büyük
merkez bankası kendi aralarında çift taraflı swap hatları oluşturdu. Bu
anlaşmalar Ekim 2013’te kota ve süre sınırlamasına tabi olmaksızın kalıcı hale
getirildi. Fed, 9 merkez bankasıyla da geçici swap hatları oluşturdu. Kriz
döneminde bu kolaylık üzerinden birçok uluslararası banka, özellikle dolar
likiditesine erişim imkanı elde etti. Kovid-19 salgınının doğurduğu baskılar
karşısında 2020’de Fed anlaşmaların kapsamını yeniden genişleterek, daha önce
geçici anlaşma yapılan ülkelerle yeni hatlar oluşturdu.
Fed, swap hatlarını oluştururken, Amerika Birleşik
Devletleri’yle yoğun ticari ve finansal ilişkileri olan ülkelerin likidite
sorunlarının önüne geçerek, kendi ekonomisini dışsal şoklardan koruma amacı
güdüyordu. Swap hatları birçok ülke için dış finansmana erişim sağlamanın yeni
ve alternatif bir yolu olarak görülmeye başlandı. Ancak ABD, oluşturduğu swap
hatlarını dar bir ülke grubuyla sınırlı tuttu.
Fed’in uygulamaya koyduğu swap hatlarının bir benzerini Asya
kıtasında Çin oluşturmaya başladı. ABD bu imkanı kullanarak küresel ölçekte
dolar kıtlıklarının oluşturabileceği istikrarsızlıklara karşı önlem aldı. Çin
ise aynı aracı uluslararası para ve finans sistemindeki etkinliğini artırma,
Renminbi’nin (RMB) uluslararası piyasada dolara alternatif hale gelmesine dönük
uzun vadeli stratejinin bir parçası olarak ele aldı. Bu çerçevede Çin’in
oluşturduğu CBCS hatları Asya bölgesinin dışına taştı. 2009 sonrası dönemde
40’a yakın ülkeyle swap anlaşması yapıldı.
Türkiye’de de küresel gelişmelere paralel olarak, özellikle
ilgili ülkelerle ticari ve finansal ilişkilerin geliştirilmesi ve dış ticarette
ulusal paraların kullanılmasının sağlanması amaçlarıyla swap hatları oluşturma
girişimleri başlatıldı. Katar, Güney Kore, Çin ve Birleşik Arap Emirlikleri
merkez bankaları ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası arasında para swap
anlaşmaları yürürlüğe kondu.
• CBCS’ler uluslararası para sisteminin kalıcı bir
bileşeni olabilir mi?
Genel olarak konjonktürel ihtiyaçlar çerçevesinde
oluşturulan ve geçici olduğu düşünülen CBCS hatları tedrici olarak sistemin
kalıcı bir bileşenine dönüşme potansiyeli taşıyor. Dünya ekonomisinde risk ve
belirsizliklerin sürekli arttığı bir dönemde CBCS’ler rezervlere ve
uluslararası kuruluşlardan ve hükümetlerden elde edilen kredilere ilave bir
kaynak olarak görülüyor. Para swap hatları IMF kredileri gibi şartlılık kriterine
tabi değil ve diğer bölgesel finansman imkanlarına göre daha kolay ve hızlıca
finansmana erişim imkanı sunuyorlar. Kullanılmasalar bile bu hatların varlığı
finans sistemi için bir güvence fonksiyonu görüyor. Bu yönüyle uluslararası
kurumsal düzenlemelerin yerine, taraflar arasında yapılan sözleşmeye dayalı
ilişkilerin belirleyici olduğu bir süreci ifade ediyorlar.
Küresel likiditenin Fed’in kararlarından önemli ölçüde
etkilendiği gerçeği dikkate alındığında, etkin yönetilmeleri halinde bu tür
anlaşmaların uluslararası para ve finans sistemi üzerinde önemli yansımaları
olabilir. Bunlar arasında, swap hatlarının likidite sıkışıklıklarını
gidermeleri, uluslararası rezervlerin çeşitlenmesi sürecine katkı yapmaları,
ulusal paralarla dış ticaret yapılması sürecini kolaylaştırmaları ve dış
şoklara karşı finansal güvenlik ağı oluşturmaları hususları öne çıkıyor. Diğer
taraftan sağladıkları avantajlara karşın, mevcut swap hatlarının küresel ve
bölgesel koordinasyon mekanizmalarından yoksun olmasının, sistemin bütünü
açısından önemli risklere kaynaklık edebileceği öne sürülüyor.
Kaynak: www.ensonhaber.com