Kars’ın Akyaya ilçesinde hayvancılık yapan Yücel Ulu, yüzde 50 kapalı ahır sistemine geçti.
Köy çıkışında kendisine ait 7 dekar alanda yarı açık ahır yaparak çalışmaya başlayan Yücel Ulu, kısa sürede hayvan sayısını artırdı.
HAYVANLARINI YARI AÇIK AHIRDA BESLİYOR
Kış aylarında hava sıcaklığı sıfırın altında 18 derecelere kadar düşmesine rağmen hayvanlarını gündüz yarı açık ahırda besleyen Ulu, geceleri kapalı ahıra alıyor.
Günün büyük bir bölümünü yarı açık ahırda geçiren hayvanlarda süt veriminde artış yaşayan Ulu, bu sistemi bölge üreticisine tavsiye etti.
“4 KİLO SÜT ARTIŞI OLDU”
Hayvanlarının şap hastalığına yakalanmadığını belirten Ulu, şu sözleri kullandı:
Kapalı ahırda hayvancılık yaptığım dönemler süt ortalamam 18 kiloydu. Şimdi süt ortalamam 22 kilo. Yani bir ineğin günlük ortalama verdiği süt 22 kilo. Yani bir hayvanda 4 kilo artış çok büyük rakam.
Bu aynı zamanda ete de yansıyor, hayvanın sağlığına da yansıyor. 2 yıl önce bölgede çok etkili bir şap salgını oldu. O sene benim hayvanlarım şapa yakalanmadı. En büyük sebep işte bu açık sistem ahırdır.
“SADECE AKŞAMLARI İÇERİ ALIYORUZ”
Gübresini de kullandığı hayvanlarından bahseden Ulu, şöyle anlattı:
Hayvan çok rahat olduğu için, bağışıklık sistemi güçlü olduğu için şapa yakalanmadı. Haftada bir traktörle gübreyi sıyırıp topluyorum. Yazın da gübresini tarlaya götürüyorum. Yani günlük temizlemeye gerek yok.
Çünkü açık hava olduğu için yazın hava iyi olduğu için daha erken altı kuruyor. O yüzden açık sistemli ahırı ben herkese tavsiye ederim. Bizim bölgede bir algı var; ‘Hayvan üşür’. Hayvan nasıl üşür? Hayvanı yeterli beslemezsen üşür.
8 senedir benim hayvanlarım kışın hiçbir gün içeride kaldığı yok. Fırtınada, karda da bu açık alandalar. Sadece akşamları içeri alıyoruz. Her gün sabah 07.00’den akşama kadar dışarıdalar.
‘”AŞIRI SOĞUKLARA BİLE DAYANABİLİYORLAR”
Yarı açık ahırda hayvanların eksi 30 dereceye bile dayandığını aktaran Yücel Ulu, şu sözleri kullandı:
Hayvanlarımız eksi 30 dereceye kadar burada kaldı. 8 senedir hiçbir gün içeride kalmadılar. 2 yıl önce kar çok yağmıştı, bir ara tipiden yol kapandı. Çok uğraştık yolu açamadık. Hayvanlar kendileri yolu bulup geldiler.
Yemlerini düzenli verdiğimizden bağışıklık sistemleri güçlü oluyor ve aşırı soğuklara bile dayanabiliyorlar. Çok da uysal hayvanlar. Bizler bakımlarıyla yakinen ilgilendiğimiz için rahatsızlık duymuyorlar. ‘Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz’ aynen de öyle. İşini severek yaptığın zaman randıman alırsın.
Hayvanın her halini rahat anlarsın; hareketlerinden neyi sevip neyi sevmediklerini, sevdiğini de kızdığını da anlayabiliyorsun. Şefkatli davrandığın zaman hayvanın verimi daha iyi olur.
“HASTALIKTAN ARİ İŞLETME OLDU”
Kombine simental ırkı hayvan beslediğini anlatan Yücel Ulu şöyle konuştu:
İşletmemiz hastalıktan ari işletme oldu. Bir yıl içinde iki sefer test yaptılar. Tüberküloz testleri, brucella testleri hepsi de temiz geldi. Bu sene havalar çok sert geçti ama buna rağmen kışın bu soğukta verimi daha iyi alıyoruz. Sebep ne? Hayvan soğukta yemi daha çok tüketir.
Çünkü hayvan üşüdüğü zaman önünde yemi oldu mu sürekli gider yem yer. Onunla da kendini besler. Yemi fazla yediği zaman bu da süt ve et verimine yansır. Yaz aylarında daha fazla yem tüketmişler kışın da hava serin ve soğuk olduğundan verime yansıyor.
“BEN BURADAN ÖNERİYORUM”
Hayvanların tüylerinin artacağını söyleyen insanların yanlış düşündüğünü belirten hayvan yetiştirici şunları kaydetti:
Ben buradan öneriyorum; bu sistemin yaygınlaştırılması gerek. Gelip bana soranlar da var. Benimle röportaj yapanlar da var. Şimdi bazı insanlar diyor ‘hayvan dışarıda soğukta koyun gibi yünlenirmiş.’
İşte görüyorsunuz işte hepsini de kameraya çekiyorsun. Tüyleri normal. Çünkü hayvan soğuğa göre değil besiye göre tüy geliştirir. Soğuktan korunması için etle derinin arasında yağ bezesi oluşur. Onunla kendisini soğuktan korur.
TORUNLARINA DA ÖĞRETİYOR
Torunlarına da yarı açık ahıra götürerek hayvancılığı öğrettiğini söyleyen Ulu, şu ifadeleri kullandı:
Çocuklarımız buraya her zaman geliyorlar, burada oynuyorlar, kendilerince yardım ediyorlar ve gördükleriyle, duyduklarıyla hayvancılığa aşina oluyorlar.
İnekler doğum yaptıklarında seviniyorlar. Buzağılara isim veriyorlar, süt veriyorlar. Yani çok seviniyorlar. Kendi köyümde yok ama çevre köylerden bana gelip fikir alıp ‘nasıl yapmamız gerekirse yapalım’ diyorlar.
Şu anda da çevre köylerde yapan arkadaşlarımız var. Kars merkez köylerinde de var. Yani birebir gelip benimle burada konuşup, benden fikir alıyorlar. Yavaş yavaş bu sisteme dönüyorlar.
Kaynak: www.ensonhaber.com