Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Kabine Toplantısı sona erdi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki toplantı 2 saat 20 dakika sürdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine sonrası Suriye’de meydana gelen olaylara ilişkin konuştu.
“Tüm insanlara aynı gözle bakıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarının devamında “Suriye’deki yangını ülkemize sıçratmaya çalışıyorlar.” ifadesine yer verdi.
Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefete de uyarılarda bulundu.
Kabine sonrası konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“SURİYE VE GAZZE’DEKİ KARDEŞLERİMİZE BİR KEZ DAHA DAYANIŞMA MESAJLARIMIZI YOLLUYORUZ”
Komşumuz Suriye’de 14 yıllık zulmün ardından kardeşlerimiz ilk kez Ramazan ayını üzerlerine bomba yağma korkusu duymadan geçiriyorlar. Aynı şekilde geçen Ramazan’ı İsrail’in vahşi saldırıları altında idrak eden Gazzeli kardeşlerimiz ateşkesin sağladığı kırılgan ortamda, yıkıntıların arasında bile olsa 471 gün sonra rahat birer nefes alıyor. Suriye ve Gazze’deki kardeşlerimize bir kez daha muhabbetlerimizi, dayanışma mesajlarımızı yolluyoruz. Bu Ramazan’ın ülkemizle birlikte tüm bölgemizde ve ötesinde kardeşliğe, barışa ve huzura vesile olmasını yürekten temenni ediyoruz.
“SURİYE’DE ESKİ REJİM ARTIĞI PROVOKATÖRLERİN MEZHEP KAVGASI ÇIKARMAYI AMAÇLAYAN TERÖR EYLEMLERİNE ŞAHİT OLDUK”
Burada şu noktayı da ifade etmeden geçemeyeceğim. Biz herkes için barış, herkes için istikrar dedikçe İslam coğrafyasının istikrarsızlığından beslenen güç odakları da boş durmuyor. Afrika’dan Asya’ya, Orta Doğu’dan Balkanlara kadar birçok yerde kimi zaman etnik, kimi zaman mezhebi, kimi zaman da inanç ayrımı üzerinden çatışma, gerilim ve kargaşa çıkarılmaya çalışılıyor. Bunun son örneğine komşumuz Suriye’de eski rejim artığı provokatörlerin mezhep kavgası çıkarmayı amaçlayan terör eylemlerinde şahit olduk.
Ülkenin özellikle azınlıkların yaşadığı bölgelerinde patlak veren olaylarda Suriye ordusu mensuplarının yanı sıra pek çok sivil de hayatını kaybetti. Maalesef bunların arasında teravih namazından çıkarken kalleşçe şehit edilen kardeşlerimiz de var. Suriye hükümet güçlerinin etkin müdahalesi sayesinde olayların büyük oranda kontrol altına alındığını ancak sahadaki durumun hassasiyetini halen koruduğunu görüyoruz. Öncelikle burada şunu açık açık söylemek isterim. Türkiye olarak Suriye’nin birliğini, dirliğini, toplumsal barışını hedef alan her türlü saldırıyı, terör eylemini en güçlü biçimde lanetliyoruz.
“TÜRKLER, ARAPLAR, KÜRTLER, SUNNİLER VE ALEVİLER OLARAK BİRBİRİMİZİN HAMİSİYİZ, DOSTUYUZ”
Ülkemiz aleyhine herhangi bir gelişmenin olmaması için gereken tedbirleri alıyoruz. Ayrıca gergin havanın süratle geride bırakılması için Suriye makamlarına gerekli telkinlerde bulunuyoruz. Cumhurbaşkanı Şara’nın mutedil ve yatıştırıcı olduğu kadar hukuk dışına çıkanların cezalandırılacağına dair kararlı mesajlarını olumlu karşılıyoruz. 8 Aralıktan beri Sayın Şara rovanşizm tuzağına düşmeden kucaklayıcı bir politika izlemektedir.
Bunun güçlenerek devam etmesi Suriye’ye yönelik oyunları bozacaktır. Suriye’nin on yıllardır hasretini çektiği kalıcı barış ve huzur ortamına bir an önce kavuşmasını samimiyetle arzu ediyoruz. Arap, Türkmen, Kürt, Dürzi, Nusayri demeden Suriye halkının tamamının basiretli davranarak ülkelerinin parçalanmasını ve istikarsızlık batağına sürüklenmesini isteyenlere müsaade etmeyeceğine inanıyorum. Şu hakikatin altını bugün tekrar çiziyoruz. Bizler binlerce yıldır bu coğrafyada bir arada yaşamış, birlikte yaşamış, aynı kaderi paylaşmış insanlarız. İnşallah ebediyen burada yan yana yaşamaya devam edeceğiz. Türkler, Araplar, Kürtler, Sünniler ve Aleviler olarak birbirimizin hamisiyiz, dostuyuz, kader ortağıyız.
“BİZ KİMSENİN İNANCI VE MEZHEBİYLE İLGİLENMİYORUZ”
Şayet biz tefrikayı kapımıza yaklaştırmazsak, Müslümanların kanından ve gözyaşından beslenenler hiçbir şey yapamaz. Ama birbirimize düşersek, o zaman da bizi kimse koruyamaz. Bölgemizde huzura açılan kapının anahtarı ittihattır, vahdettir. Acımızın da, sevincimizin de ortak olduğunun şuuruna varmaktır. Birlik ve beraberliğimiz ne kadar sağlamsa, kardeşlik kalemiz de o derece muhkem, o derece aşılmaz olacaktır.
Aziz milletim, Suriye’deki yangını tam 14 yıldır ülkemize sıçratmaya çalışanlara da şunu tekrar hatırlatıyorum. Biz ne Irak’ta, ne Suriye’de, ne Lübnan’da, ne de diğer bölge ülkelerinde hiç kimsenin kökeniyle, diniyle, mezhebiyle, inancıyla ilgilenmiyoruz. Hangi mezhebe mensup olursa olsun, hiç kimseye farklı gözle bakmıyoruz. Tüm insanları Hazreti Ali Efendimiz’in buyurduğu üzere ya dinde kardeşimiz ya da yaratılışta eşitimiz olarak görüyoruz. Her kim Suriye’ye baktığında sadece mezhep, köken görüyorsa, kör bir tahasuba hapsolmuş demektir. Her kim sırf meshebinden dolayı zalime arka çıkıyorsa, insanlığa dair tüm değerlerini kaybetmiş demektir. Biz asla böyle olmadık. Bundan sonra da olmayacağız. 1 milyon Suriyeli Baas rejimi tarafından katledilirken nerede duruyorsak bugün de aynı yerde dimdik duruyoruz.
“MASUM ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLÜRKEN 14 YIL BOYUNCA SUSANLAR BUGÜN ÇIKIP BİZE HADSİZLİK EDEMEZ”
Geçen sene seçim kazanmak uğruna faşizmin en ilkel biçimi sergilenirken neyi savunuyorsak bugün de aynı ilkeleri dirayetle savunuyoruz. Suriye konusunda kimse bize vicdan dersi veremez. Varil bombalarıyla, kimyasal silahlarla masum çocuklar öldürülürken 14 yıl boyunca susanlar bugün çıkıp bize hadsizlik edemez. Biz hem Suriye’de hem de Gazze’de kardeşlik sınavımızı alnımızın akıyla vermiş bir hükümetiz. Türkiye insani ve ahlaki olarak ne yapılması gerekiyorsa dün olduğu gibi bugün de fazlasıyla yapmaktadır. Muhalefet en azından böyle bir konuda sorumlu davranmalı, fitne ateşine odun taşımaktan artık vazgeçmelidir.
“YAKIN ÇEVREMİZDE YILLARDIR OYNANAN KİRLİ OYUNU TÜRKİYE’DE DE SAHNELEMEK İSTEYENLERE YİNE FIRSAT TANIMAYACAĞIZ”
Bakın çok açık ve net söylüyorum. Alevi canlarımızı kışkırtarak siyaset yapmak, iç cephemizi sarsmayı hedef alan bir sabotaj girişimidir. Hele hele soykırımcı canilerden medet ummak kelimenin tam anlamıyla mandacılıktır. Türkiye gibi Suriye’de bağımsızlığını şehit kanlarıyla kazanmış özgür bir devlettir. Eski kötü günlerin hayalini kuranlar Allah’ın izniyle hüsrana uğrayacaktır. Bir başka önemli husus ise şudur.
Türkiye kırk yıldır başına bela olan bir musibetten kurtulmaya çalışırken yeni fay hatları oluşturmanın ülke düşmanları dışında kimseye faydası olmaz. Milletçe iç cephemizde gedik açılmasına eyvallah diyemeyiz. Yakın çevremizde yıllardır oynanan kirli oyunu Türkiye’de de sahnelemek isteyenlere 14 yıldır olduğu gibi yine fırsat tanımayacağız. Yeni süreçte komşumuz Suriye’nin toparlanması, toprak bütünlüğünü ve üniter yapısını koruması, tüm etnik ve mezhebi unsurlarıyla huzura ermesi için elimizden gelen her türlü desteği sunmaya devam edeceğiz. Ülkemiz toprakları üzerinde ameliyat yapılmasına nasıl izin vermediysek Suriye’de de kadastro mühendisliğine asla rıza göstermeyeceğiz. Değerli basın mensupları, son kabine toplantımızdan bu yana yine yoğun bir gündemle milletimize karşı mesuliyetlerimizi en güzel şekilde ifade etmeye çalıştık.
RUSYA UKRAYNA SAVAŞINI DEĞERLENDİRDİ
24 Şubat’ta Ürdün, Haşimi Krallığı Veliat Prensi Hüseyin bin Abdullah’ı külliyemizde misafir ettik. Kuzey Makedonya Başbakanı Sayın Miskoski ve heyetini İstanbul’da misafir ederek ülkelerimiz arasında yüksek düzeyli işbirliği konseyi kurulmasını kararlaştırdık. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev’in 5 Mart’taki ziyaretinde Iğdır-Nahçıvan doğal gaz boru hattının açılışını gerçekleştirdik. Boru hattı sayesinde Nahçıvan’ın doğal gaz ihtiyacının tamamını asgari 30 yıl süresince karşılayacağız. Ayrıca İlham kardeşimle Ermenistan’la barış müzakereleri başta olmak üzere pek çok mühim konuyu istişare ettik. Cuma günü video konferans vasıtasıyla katıldığımız Avrupa Birliği Fikirdaş Ülkeler Çevrim İçi toplantısında güvenlik ve savunma konularını ele aldık.
Son dönemde özellikle Ukrayna bağlamında yaşanan tartışmalarında birlik üyesi ülkelerde endişeyle karşılandığı görülüyor. Avrupa Birliği doğrusunu söylemek gerekirse yakın zamandaki en büyük güvenlik sınamalarından birini yönetmeye çalışıyor. Rusya, Ukrayna savaşında Türkiye’nin ilk günden itibaren izlediği dengeli, tutarlı ve ilkeli tutumunun kıymeti bugün daha iyi anlaşılıyor. Rusyasız veya Ukraynasız bir barışın asla kalıcı olmayacağını her fırsatta vurguluyoruz. Avrupa Birliği ile ortak çıkarlar temelinde karşılıklı saygıyı esas alan tam üyelik hedefine odaklanan bir bakış açısıyla ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Köprüden önce son çıkışın Türkiye olduğunu bir kez daha kendilerine hatırlatıyoruz.
“TÜRKİYE İLE AVRUPA ARASINDAKİ MÜNASEBETLERİN HER ALANDA HIZLA SERPİLECEĞİNE İANANIYORUM”
Avrupalı dostlarımızın yeniden şekillenen dünyada yeni Türkiye’nin rolünü kavramaları, stratejilerini de buna göre belirlemeleri temennimizdir. Bu anlayış birliği tesis edildikten sonra, Türkiye ile Avrupa arasındaki münasebetlerin her alanda hızla serpileceğine inanıyorum. Geride bıraktığımız iki haftalık dönemde, yabancı kabullerimizin yanı sıra, iftar programlarımızla da milletimizle buluşmaya devam ettik. Şehit ailelerimizden ülkemizdeki büyük elçilere ve yabancı misyon temsilcilerine, polis, jandarma, sahil güvenlik ve güvenlik korucularımızdan esnaf ve sanatkarlarımıza pek çok kesimle iftarlar vesilesiyle bir araya geldik.
“HANIM KARDEŞLERİMİZİ HER ALANDA DESTEKLEYİP TEŞVİK ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”
8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle İstanbul’da düzenlenen iftar programında kardeşlerimizle son 22 yılın muhasebesini yaptık. Kadının güçlenmesi, koordinasyon kurulu ve il koordinasyon kurullarının önemli bir ihtiyacı gidereceği kararındayız. Kadınları bir vitrin süsü veya siyasi şov malzemesi olarak görenlere inat, hanım kardeşlerimizi her alanda destekleyip teşvik etmeyi, kadınların yanında olmayı bundan sonra da çok güçlü bir şekilde sürdüreceğiz.
“2024’TE YÜZDE 3,2’LİK BÜYÜME İLE G20 ÜLKELERİ ARASINDA DÖRDÜNCÜ SIRAYA YERLEŞTİK”
Değerli arkadaşlar, geride bıraktığımız dönemde ekonomide umut verici haberler aldık. 2024’te %3,2’lik büyüme ile G20 ülkeleri arasında dördüncü sıraya yerleştik. Milli gelirimiz 1,3 trilyon doları, kişi başı gelirimiz ise 15 bin doları geçti. Yatırımlar ve ihracatın rüzgarını arkamıza alarak bu yıl daha da güçlü bir büyüme sergileyeceğiz. Merkez Bankamızın rezervleri 165 milyar doları aştı. 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak için harcadığımız 75 milyar dolara rağmen bütçe açığında sıkıntılı bir durumla karşılaşmadık. Hatta bu alanda gelişmekte olan ülkelerden bile daha iyi konumdayız.
Geçtiğimiz yıl cari açığımızı milli gelirimizin binde sekizine indirdik. Borç yükümüz hafifledi, risk primimiz düştü, real söktörün ekonomiye olan güveni yükselmeye başladı. Sanayide çarklar dönüyor, istihdam oranlarımız yükseliyor. Mayıs 2023’ten beri ise 1 milyondan fazla yeni istihdam oluşturduk. Erkeklerde işsizlik oranı %6,5 ile tarihin en düşük seviyesine indi. Enflasyonla mücadelede de önemli mesafe aldık. Şubat ayında enflasyon %39’a geri dedi. Enflasyondaki düşüş özellikle yılın geri kalanında da devam edecek.
Geçmiş hükümetlerimiz döneminde başardığımız gibi inşallah enflasyonu yine tekhaneli rakamlara indireceğiz. Enflasyondaki düşüş hızlandıkça vatandaşlarımızın alım gücü de artacaktır. Hem doğum yardımları hem de emeklilerimizin bayram ikramiyeleri ile ilgili teklifimiz bugün grubumuz tarafından meclis başkanlığımıza sunulmuştur.
“BİZ, MUHALEFETTEN FARKLI OLARAK KENDİMİZİ DEĞİL, MİLLETİMİZİ DÜŞÜNÜYORUZ”
Geçmişte ülkemize ağır faturalar ödeten popülizme tebessül etmeden, bu süreci başarıyla yöneteceğiz. Biz, muhalefetten farklı olarak kendimizi değil, milletimizi düşünüyoruz. Sadece bugünü değil, ülkemizin yarınlarını da inşa ediyoruz. Geleceğin büyük ve güçlü Türkiye’sinin silüetini oluşturuyoruz. Önümüzde aşmamız gereken engeller bulunduğunun farkındayız. Allah’ın yardımı, milletimizin de desteğiyle inşallah bunların da mutlaka üstesinden geleceğiz. Değerli basın mensupları, terörsüz Türkiye ifadesinde vücut bulan hedeflerimize süratle ulaşmak için yoğun bir gayret içerisindeyiz.
Kırk yıldır milletimizin fertleri arasında kandan ve acıdan bir duvar ören terör musibetinin ortadan kalkması için çok hassas çalışmalar yürütüyoruz. Amacımız, bölgemizde ve dünyada yeni bir denklem kurulurken Türkiye’yi buna en iyi şekilde hazırlamaktır. Dış politikada son haftalarda yaşanan tartışmalar artık hiçbir şeyin eskisi gibi devam etmeyeceğini göstermiştir. Daha açık bir ifadeyle, kural ve hukuk temelli olduğu iddia edilen küresel sistem çöküş evresine girmiştir. Filistin, Lübnan ve Ukrayna başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde sarsıntının seslerini hepimiz duymaktayız. Hemen herkes artık geri dönüşü olmayan bir yola girildiğini kabul ve ikrar ediyor. Eski sistemden çıkar sağlayanların kaygısının temel sebebi işte budur. Biz de tüm stratejilerimizi buna göre şekillendiriyoruz.
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİMİZ TÜM UNSURLARIYLA GERÇEKLEŞTİĞİNDE 85 MİLYON OLARAK KÜRESEL REKABETTE ÇOK BÜYÜK BİR AVANTAJ ELDE EDECEĞİZ”
Gelecek asrımızın nasıl olacağını belirleyecek yeni mücadele dönemine her açıdan idmanlı girmeyi hedefliyoruz. Sırtımızdaki yüklerden kurtulmuş, ayağımızdaki prangaları parçalamış bir şekilde yeni dönemi karşılamak niyetindeyiz. Terörsüz Türkiye hedefimiz tüm unsurlarıyla gerçekleştiğinde 85 milyon olarak küresel rekabette çok büyük bir avantaj elde edeceğiz. Ne yapıyorsak işte bu vizyonla yapıyoruz. Hangi adımı atıyorsak bir an önce bu hedefe varmak için atıyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Toplantımızın ve aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sizleri bir kez daha saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Kaynak: www.ensonhaber.com