Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız, “Dün itibarı ile yaklaşık 700 kişi Gazze’den tahliye talebi iletti. Bunlardan 322’si Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, 214’ü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yakını Filistinli” ifadelerini kullandı.
ensonhaber.com
İsrail’in Gazze’ye saldırılarının 13’üncü gününe gelindi.
İsrail ile Hamas güçleri arasında 7 Ekim günü başlayan
gerilim artarak devam ediyor.
İsrail ordusu, abluka altına aldığı Gazze’yi bombalıyor.
Bombalamalarda aralarında çocukların da bulunduğu sivil hak yaşamını yitiriyor.
Bu şartlarda ülkeden ayrılmaz üzere gelen tahliye talepleri
ile ilgili açıklama yapıldı.
700 kişi Gazze’den tahliye talep etti
Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız, TBMM Dışişleri Komisyonunda “Türk Dış
Politikası” konulu bir sunum yaparak, bu aşamada dün itibarıyla yaklaşık 700 kişinin Gazze’den tahliye talebi
ilettiği bildirdi.
Tahliye talebinde bulunanlardan 322’si Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
Ahmet Yıldız’ın; dün itibarı tahliye talebini iletenlerden 322’sinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, 214’ünün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yakını Filistinli ve 55’inin ise kurum personeli olduğunu bildirdiği açıklamasında şu ifadeyi kullandı:
Gazze Şeridi’nde dün itibarıyla yaklaşık 700 kişi Türkiye’ye tahliye için beklemekteydi. Bunlardan 322’si Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, 104’ü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı. 214 Türk vatandaşı yakını Filistinli; bunların arasında evlilik, kuzen-yeğen gibi yakınlık olanlar var. 55 kurum personelimiz, Anadolu Ajansı, TRT ve Sağlık Bakanlığından personelimiz var. Gazze’deki yaralıların ülkemizde veya bölgede kurulacak bir hastanede tedavisine yönelik hazırlıkları da yürütüyoruz. Tabii bazı ülkelerin haklı olarak, yani Refah Sınırı’nın açılmasının İsrail’in Gazze’yi boşaltma planına hizmet edeceği yönünde endişeleri var. Bu nedenle şu anda Gazze’den geçişler ve insani yardımın ulaştırılması maalesef sorunlu durumda.
“Dünya kapsamlı bir değişim ve dönüşümden geçiyor”
Dünyanın kapsamlı bir değişim ve dönüşümden geçtiğini dile
getiren Yıldız, bu süreçte siyasi ve ekonomik alanda belirsizlikler oluştuğunu,
küresel kırılmalar yaşandığını, bunların da zaman zaman çatışmaya dönüştüğünü
aktardı. Güç dengeleri değişirken, jeopolitik hatta jeoekonomik
rekabetin hız kazandığını ifade eden Yıldız, şu değerlendirmede bulundu:
Büyük güçlerin rekabeti ve çözülemeyen itilaflar, küresel düzeyde kutuplaşmayı arttırmaktadır. Başta yakın çevremiz olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde çıkan krizler, küresel barış ve istikrarı tehdit etmektedir. Uluslararası terörizm, kitle imha silahlarının yayılması, yoksulluk, iklim değişikliği, yönetişim zafiyetleri ve zaman zaman meşruiyet sorunları, mülteci krizi, göç krizi gibi sınamalar, uluslararası güvenlik ortamını daha karmaşık hale getirmektedir.
“Türkiye’nin uluslararası sistemin kurucu aktörlerinden olmalı”
Uluslararası sistem ne kadar kötü işlerse en çok etkilenen
ülkelerden birinin Türkiye olduğunu dile getiren Yıldız, bu doğrultuda
Türkiye’nin uluslararası sistemin kurucu aktörlerinden olması gerektiğini
vurguladı.
Yıldız, Türkiye’nin bölgesel ve küresel konularda söz
sahibi, tam bağımsız ve milli bir dış politika konsepti uygulamaya gayret
gösterdiğini belirterek, milli çıkarların korunması için sahada ve masada güçlü
bir diplomasi prensibiyle hareket edildiğini kaydetti.
“Bölgemizde barışı, huzuru tesis etme hedefiyle politika yürütüyoruz”
Her türlü dış etki alanından bağımsız bir politika izlemeye
gayret edildiğini dile getiren Yıldız, şu bilgileri verdi:
Bölgemizde barışı, huzuru, istikrarı ve güvenliği tesis etme hedefimiz doğrultusunda politikamızı yürütmeye gayret ediyoruz. Türkiye’nin sadece bir bölgesel güç değil, her denklemde dikkate alınması gereken kayda değer bir uluslararası aktör olduğu gerçeği artık kabul görmektedir.
“Türkiye arabuluculuk
çabalarıyla öncü bir aktör”
Yıldız, Türkiye’nin bölgesinde barış ortamını ve bölgesel
refahı da gözettiğini dile getirerek, ihtilafların önlenmesi için arabuluculuk
çabalarıyla öncü bir aktör konumunda bulunulduğunu kaydetti.
İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalara da değinen Yıldız,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve
kendilerinin de muhataplarıyla temaslar gerçekleştirdiğini söyledi.
Yıldız, 21 Ekim’de Mısır’da birçok ülkenin katılımıyla,
devlet ve hükümet başkanları zirvesinde konunun ele alınacağını dile getirdi.
Türkiye’nin ayni yardımlarının ilk
sevkiyatı Mısır’a 13 Ekim’de ulaştı
Türkiye’nin Gazze Şeridi’ne yönelik ayni yardımlarının ilk
sevkiyatının Mısır’a 13 Ekim’de ulaştığını, peyderpey gitmeye devam ettiğini
dile getiren Yıldız, bunların Mısır makamlarıyla işbirliği içinde muhafaza
edildiğini, Refah Kapısı’ndan imkan verildiği ölçüde Gazze’ye ulaştırılacağını bildirdi.
“Maalesef Amerika’nın tavrı hiçbir şekilde dengeli değil”
ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail’e her zamanki gibi ölçüsüz
destek beyanlarında bulunduğu dile getiren Yıldız, şöyle konuştu:
Maalesef Amerika’nın tavrı hiçbir şekilde dengeli değil ve barışa hizmet etmiyor. Her zaman ‘İsrail’e açık çek’ şeklinde algılanıyor. Bu nedenle biliyorsunuz Mahmud Abbas, Biden ile görüşmedi.
“Sivillere saldırı kabul
edilemez”
Yıldız, sivillere saldırının kabul
edilemeyeceğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bir ay önce kadar Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısı nedeniyle New York’taydık. O zaman daha bu saldırı yoktu. Filistin ile ilgili bütün toplantılarda batılı ülkeler dahil herkes, ABD hariç, artık İsrail uygulamalarının barış müzakerelerini anlamsız kıldığını özellikle vurguladılar ve bunun tehlikelere yol açabileceğini özellikle vurguladılar.
İsrail’in uygulamaları, son dönemde özellikle yerleşimlerin artması, yeni Filistin topraklarının ilhak edilmesi demeçleri, Mescid-i Aksa’ya yönelik tecavüzlerin artması ve bunlardan en önemlisi onur kırıcı bir şekilde maalesef Yahudi yerleşimcilerin yerli Filistin halkına olan şiddeti… İnşallah yakın zamanda şiddet durur ve iki taraf iki devletli çözüm temelinde görüşmelere başlar.
Suriye rejimi ile görüşmeler
Türkiye’nin DEAŞ’la mücadeleyle ilgili kurulan koalisyona
üye olduğunu anımsatan Yıldız, bu doğrultuda TSK’nın Suriye ve Irak’ta yaklaşık
4 bin 500 teröristi etkisiz hale getirdiğini dile getirdi.
1 Ekim’de Ankara’da gerçekleşen terör saldırısı sonrasında
Suriye’de PKK/YPG hedeflerine yönelik operasyonlar yapıldığını anımsatan
Yıldız, bu çerçevede Tel Rıfat, Cezire ve Derik bölgelerinde örgütün yetenek ve
gelir kaynaklarının hedef alınarak imha edildiğini dile getirdi.
“Suriye ile ilgili çabalar sürüyor”
Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunması
temelinde Suriye ihtilafına siyasi çözüm bulunması, terör unsurlarının ortadan
kaldırılması, Suriyelilerin gönüllü, güvenli ve olumlu bir şekilde ülkelerine
geri dönüşlerinin sağlanması için çabaların sürdüğünü vurgulayan Yıldız, şöyle
devam etti:
Bu amaçlara yönelik Suriye rejimi ile görüşme süreci esasen başlamıştır. İlk olarak 28 Aralık 2022 tarihinde başlayan temaslar, toplantılar yapıldı. Rusya ve İran’ın da dahil olduğu dörtlü sürece ön koşulsuz devam edilmesi yönünde irademiz sürüyor. Bu sürecin devamı ve başarıya ulaşması için ilgili tarafların gerçekçi bir tavır sergilemesi, iyi niyeti elzemdir. Öte yandan deprem sonrası dönemde aralarında Suudi Arabistan ve Mısır’ın da bulunduğu bazı Arap ülkeleri rejimle temaslarını artırmışlardır. Çeşitli temaslarının devamında 1 Mayıs’ta Arap Ligi Amman Bildirisi’yle Suriye lige davet edilmiştir ancak rejimden bazı beklentileri ön şart olarak koymuştur. Henüz rejim bu şartları karşılamadığı için ilerleme sağlanamamıştır. Bu şartlar arasında tabii Suriyeli göçmenlerin, mültecilerin geri dönüşü için gerekli ortamın yaratılması da vardır. Biz bu konuda Arap Ligi ile de iletişim içindeyiz.
Suriye konusundaki görüşmelerde ilkeli tavrımız sürüyor. Suriye rejimi gerçekçi davranmalıdır. Görüşmelerin ilk maddesi Türk askerinin çekilmesi olamaz. Tabii ki bizim Suriye’nin toprağında gözümüz yok ama çekilmeden önce çekilmeyi kolaylaştırılacak, çekilme sürecine gidecek adımların atılması konuşulmalıdır. Bizim sürece dair görüşümüz bu şekildedir. Yani görüşme sürecinde bizden kaynaklanan bir tıkanma yoktur. Rejimin her zamanki gibi gerçekçi olmayan beklentileri görüşme sürecini şu anda beklemeye almış görülmektedir.
Rusya-Ukrayna
Yıldız, Rusya-Ukrayna konusunda Türkiye’nin ilkeli tutumumun
belli olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
Ukrayna’yı bir yandan desteklerken Rusya ile de pragmatik ilişkilerimizi muhafaza etmenin gayreti içindeyiz. Montrö’yü, ruhuna ve lafzına uygun olarak hala uygulamaya devam ediyoruz, öyle de devam edeceğiz.
Bölgesel ve küresel güvenliğe tehdit oluşturan terörün tüm
biçimleriyle mücadelenin aralıksız sürdüğünü vurgulayan Yıldız, Libya ile
ilgili uluslararası toplumun, özellikle AB’nin bu konuda Türkiye’ye bir
teşekkür borcu olduğunu kaydetti. Yıldız, Libya’da Türkiye’nin sağladığı
istikrarın herkesin yararına olduğunu ifade etti.
Hakan Fidan’ın tahliye açıklaması
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da geçtiğimiz haftalarda Mısır
ziyareti sırasında, İsrail’deki
tahliyelere ilişkin şu değerlendirmeyi yapmıştı:
Tahliyeler konusunda şimdilik şunu söyleyebilirim; Yine Mısır makamlarıyla ve İsrail makamlarıyla bu konuda yakın iş birliği içeresindeyiz. İçeride yaklaşık 300 civarında çifte uyruklu Türk vatandaşımız bulunmakta. Bunlardan 30’unun tahliyesini başardık. Ama sınır kapısı kapalı olduğu için çalışmalarımız hali hazırda devam etmekte. Bunların listesi gerek İsrail tarafında, gerek Mısır tarafında ilgili makamlara verildi. Çalışmalarımız bu nokta da devam ediyor.
Kaynak: www.ensonhaber.com