İletişim Başkanı Fahrettin Altun, yoğun programlarını sürdürüyor…
Fahrettin Altun, İstanbul’da Türkiye Yayıncılık Zirvesi’ne katıldı.
Burada katılımcılara hitap eden Altun, yeni nesil yayıncılık, dezenformasyon, doğru bilgiye ulaşmak ve kültürel özgünlük gibi birçok başlığa değindi.
Dikkat çeken mesajlar veren Altun, Anadolu kültürüne tarih boyunca yapılan saldırılara da dikkat çekerek önemli Türk düşünürlerinden Cemil Meriç’e atıfta bulundu.
“EMPERYALİSTLER KÜLTÜRSÜZLEŞTİREREK ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞIRLAR”
Tarih boyunca Anadolu kültürüne yapılan saldırıların boşa çıktığını söyleyen Altun şöyle konuştu:
“Cemil Meriç’in o önemli cümlesini hatırlatmak isterim. Emperyalistler tuzağa düşürmek istedikleri ülkeleri, kültürleri ile fethetmezler, kültürsüzleştirerek, kültürsüz olduklarına inandırarak onları yok eder.’
“KÜLTÜRÜMÜZÜ BALTALAMAYA ÇALIŞANLAR BAŞARAMADI”
Ne yazık ki bu ülke, bizim ülkemiz bu sadmeye, bu saldırıya çokça maruz kaldı. Tarihinde bu saldırılarla defaatle karşı karşıya kaldı.
Kültürsüzleştirilmeye, kültür köklerimizden koparılmaya çalışıldık. Bu kültürel girişim sahipleri, bu kültürümüzü baltalamaya yönelik çaba sarf edenler elbette bize zarar verdiler ve fakat başarı elde edemediler.”
Fahrettin Altun’un açıklamalarından öne çıkan satır başları şu şekilde:
“PEK ÇOK MESELEYİ KONUNUN ANA AKTÖRLERİYLE MÜZAKERE EDECEĞİZ”
Zirvede dijitalleşen yayıncılıktan okuma kültürüne, kamu yayıncılığından çocuk edebiyatına, yapay zekanın yayıncılık kültürüne etkisinden küresel alanda yayıncılık alanında karşı karşıya kaldığımız meydan okumalara elbette Türkiye’nin yayıncılık ekosisteminin daha da kaliteli hale gelebilmesi için yapılması gerekenlere kadar pek çok meseleyi konunun ana aktörleriyle müzakere edeceğiz. Böyle bir zirveye ev sahipliği yapıyoruz çünkü Türkiye yayıncılık ekosistemi içindeki uzmanları, aktörleri ve kamu bileşenlerini bir araya getirerek müzakere platformu oluşturmak istiyoruz.
“BUGÜNE KADAR 10DİLDE 170’E YAKIN ESER YAYINLADIK”
İletişim başkanlığı olarak böyle bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. İletişim Başkanlığı yayınlarını önemsedik, önemli faaliyet alanlarınızdan biri gördük. Bugüne kadar 10 dilde 170’e yakın eser yayınladık. Yayımladığımız eserlerle bir yandan kamuda politika belgesi üretmeye çalışıyoruz bir yandan da hem ulus hem de uluslararası kamuoyu için Türkiye’nin haklı tezlerini, sayın cumhurbaşkanımızın siyasi vizyonunu paylaşmaya çalışıyoruz.
Temel gayemiz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yükselen küresel bir oyuncu olan ülkemizin itibarını daha da artırmak için çalışmak. Öte yandan ülkemizin giderek güçleniyor olmasından rahatsız olan aktörlerin ürettiği sistematik dezenformasyonları bertaraf etmek için çalışmak.
“TÜRKİYE YAYINCILIK EKOSİSTEMİNİN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Türkiye tüm dünyada küresel adalet ve hakikat mücadelesi veriyor. Biz bu iki mücadelenin birlikte verilmesi gerektiğini ancak bu şekilde başarı elde edeceğimizi düşünüyoruz. Zira adalet ve hakikat iç içe geçmiş iki temel değerdir. Adalet ve hakikat için birlikte mücadele etmek de şerefli bir tavırdır.
Türkiye yayıncılık ekosisteminin geliştirilmesi için çalışıyoruz, çabalıyoruz. Son 23 yılda önemli başarılara imza atıldı. Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi başta olmak üzere uluslararası standartların üzerinde güçlü etkin örnek kütüphaneler inşa edildi.
“KÜLTÜRÜYLE BARIŞIK KÜLTREL ÇOĞULCULUĞU SAVUNUYORUZ”
2024 yılı itibariyle Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı halk kütüphanelerinde üye sayısı 7 milyona, kullanıcı sayısı 39 milyona, toplam kitap sayısı ise 25 milyona erişti. Yayıncılık alanında almaya başladığımız bu mesafe Türkiye’deki yaşanan siyasal demokratikleşmeyle, normalleşmeyle, ekonomik büyümeyle doğrudan ilişkilidir.
Toplumsal alandaki çoğulculuğu siyasal ve kültürel alana taşıyabilme mücadelesi veriyoruz. Tepeden inmeci, halka yukarıdan bakan kültürel hegemonya girişimine karşı toplumuyla, tarihiyle, kültürüyle barışık kültürel çoğulculuğu savunuyoruz. Bu sürecin en önemli kültür taşıyıcı unsurlarından biri de yayın evleridir. Bir yandan kültürel özgünlüğü korumak öte yandan kültürel zenginliği yaşatmak ve kültürler arası nitelikli etkileşimleri artırmak durumundayız. Yayınevlerimiz bu sürecin ana özneleri konumundadır.
“BATILI TEKELLEŞME VE BÜYÜK TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİNİN TAHAKKÜMÜ EN ÖNEMLİ MEYDAN OKUMALARDAN BİRİDİR”
Batı merkezli kültürel kuşatma girişimlerini somut bir meydan okuma olarak varlığını görmezden gelemeyiz. Bugün küresel yayıncılık düzeninin en önemli sorunu budur. Yayıncılıkta dijital medya düzeniyle daha da derinleşen bir batılı tekelleşme ve büyük teknoloji şirketlerinin tahakkümü en önemli meydan okumalardan biridir. Dijitalleşmeye gelen bir diğer meydan okumada telif sorunları ve bunu derinleştiren yeni nesil korsan yayıncılık sorunudur. Dijital uçurum yayıncılık dünyasının bir diğer sınamasıdır.
“YAPAY ZEKANIN VARLIĞI HER NE KADAR BİRTAKIM OLANAKLAR SAĞLASA DA DEZENFORMASYON ETKİSİNİ DE ARTIRMAKTADIR”
Artık insanlığın temel sorunu olan dezenformasyon yağmuru da yayıncılık dünyasının önemli bir sorunudur. Yapay zekanın varlığı her ne kadar birtakım olanaklar sağlasa da dezenformasyon etkisini de artırmaktadır. Ne yazık ki bu süreci olumsuz yönde hızlandırmaktadır. Dikkati giderek dağılan okur, yayıncıların bir başka sorunudur.
“HİÇBİR ŞEKİLDE BİZE GİYDİRİLMŞ DELİ GÖMLEKLERİNİ KABUL ETMEMELİYİZ”
Birlik ve beraberlik vurgusu yapan Altun, son olarak “Birlik ve beraberlik hayati bir unsurdur. Gereksiz yapay tartışmaları ortadan kaldırıp kültürel çoğulculuk perspektifinde hareket etmeliyiz. Hiçbir şekilde bize giydirilmiş deli gömleklerini kabul etmemeliyiz. Bu alanı güçlendirmek için el birliğiyle çalışmalıyız” ifadelerini kulandı.
Kaynak: www.ensonhaber.com