Katıldığı canlı yayında gündemdeki gelişmeleri değerlendiren AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, 6’lı masanın belli olmayan adayından imza yetkisine kadar tüm aşamalarını eleştirdi.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, CNN Türk’te
canlı yayınlanan Hakan Çelik’le Hafta Sonu programında gündeme ilişkin soruları
yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Seçim takvimi, beyannamesi ve manifestosunun sorulması
üzerine Kurtulmuş, AK Parti’nin seçim çalışmalarına çoktan başladığını, Ekim
2021’den bu yana neredeyse her hafta düzenli olarak Strateji Heyeti Toplantısı
gerçekleştirdiklerini, burada yapılan tartışmalardan büyük bir külliyat
oluştuğunu ve bunun sonucunda da Türkiye Yüzyılı vizyonunun şekillendiğini
söyledi.
Hem geçmiş hatırlatılacak hem de gelecek anlatılacak
Seçim beyannamesiyle ilgili kurdukları 5 kişilik komisyonun
da çalışmalarını sürdüreceğine işaret eden Kurtulmuş, geçmişte yaptıkları
çalışmaları da millete anlatacaklarını ama aynı zamanda bir gelecek ideali,
hedefi, ülküsü ile milletle birlikte yürüyecekleri bir seçim beyannamesi
hazırlayacaklarını, beyannamenin seçim kampanyasının başlangıcının hemen
öncesinde tamamlanacağını, kampanyanın başlamasının da seçim tarihine bağlı
olduğunu dile getirdi.
“Seçim bir miktar öne alınabilir”
Kurtulmuş, seçim tarihine ilişkin soruya, “Seçim
tarihini henüz net olarak söylemek mümkün değil ama belki zorunluluklar
dolayısıyla seçim bir miktar öne alınabilir. Seçim takvimiyle ilgili bir
düzenleme olacak. Biraz öne alınması bunun erken seçim olacağı anlamına
gelmez.” yanıtını verdi.
“Türkiye Yüzyılı’nın kapılarını açacaktır”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra
yapılan ilk seçim olması bakımından 2023 seçimlerinin önemli olduğunu
vurgulayan Kurtulmuş, “Bir başka önemli kısmı, AK Parti’nin 20 yıllık
icraatlarının halk tarafından ibra edileceği bir seçim olacak.
Belki bunların
hepsinden çok daha önemlisi, Türkiye’nin bir istikamet tayini seçimi olacak.
Allah’ın izniyle 2023’te milletimiz hem 20 yılı ibra edecek hem de yeniden
güçlü büyük Türkiye olma istikametinde Türkiye Yüzyılı’nın kapılarını
açacaktır.” diye konuştu.
‘Halkın sevdiği isimler aday gösterilir’
Numan Kurtulmuş, AK Parti’nin bu seçimdeki en önemli
meselesinin aday tespitleri, seçimin kilit kavramının ise itibar olduğunu,
listelerde sözüne kıymet verilen, halkın sevdiği, bildiği, tanıdığı muteber
isimlerin aday gösterileceğini söyledi.
‘HDP, terörün gölgesinde bulunmasın’
AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, HDP’ye ilişkin bir
soru üzerine, terörle siyasetin arasına mesafe konulması gerektiğini, terörün,
silahın, bombanın, anarşinin olduğu, insanların katledildiği yerde demokrasinin
bulunmayacağına dikkati çekerek, Türkiye’de hiçbir siyasi partinin terörden medet
ummamasını, terörün gölgesinde bulunmamasını istediklerini, bunu ortadan
kaldırmanın öncelikli olarak HDP’nin üzerine düşen bir sorumluluk olduğunu
belirtti.
HDP ile diyalog kanalı
“HDP ile bir diyalog kanalı açılabilir mi?” sorusu
üzerine Kurtulmuş, “İçselleştirilmiş bir demokratik dili kullanmaları ve
bu anlamda da HDP’yi bir Türkiye partisi haline getirebilme kararlılığı
içerisinde olmaları lazım. Bu ilişkinin nasıl seyredeceği bizim tayin
edeceğimiz bir şey değil, başlı başına öncelikli olarak HDP’nin tespit edeceği
bir şeydir.” değerlendirmesini yaptı.
6’lı masada aday tartışması
İyi Parti Gençlik Politikaları Koordinatörü Orhun
Ertürkmen’in cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın
isimlerini zikrettiği açıklamasının sorulması üzerine Kurtulmuş, altılı masanın
“Adayımız şudur” diyene kadar aday isimleri ya da profilleri
etrafında daha çok görüşlerin ortaya çıkacağını ve tartışmaların olacağını dile
getirdi.
Kurtulmuş, “Altı artılı masanın temel sorunu adayı
tespit edememek değil, temel sorunu ana fikirler etrafında
bütünleşememektir.” dedi.
“Parlamentoda nasıl çoğunluk elde edecekler?”
Bir başka meselenin sistem tartışması olduğunu, bir anayasa
teklifinin ortaya çıktığını ancak bunun altılı masanın değil bir siyasi
partinin görüşü olarak gündeme geldiğini, teklif edilen sistemin de
güçlendirilmiş parlamenter sistem değil yarı başkanlık sistemi olduğunu aktaran
Kurtulmuş, “Altılı masanın önce odaklanması gereken konu, nasıl başkan
seçecekler, seçtirecekler buna çalışmaları… İkincisi, önümüzdeki dönemde
anayasayı değiştirebilmek için parlamentoda nasıl bir çoğunluk elde
edecekler?” ifadelerini kullandı.
“Demokrasinin ruhuna aykırı”
Kurtulmuş, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın açıklamalarının sorulması üzerine,
şunları söyledi:
“Siyasi yönelimleri çok farklı olan partilerin çok
doğal olarak çıkacak adaya karşı yüzde 100 güvenle hareket etmeleri mümkün
değil. Dolayısıyla herkes belli rezerv içerisinde konuşuyor. ‘Seçilebilir aday,
seçilemez aday’ demek aslında ‘İstediğim aday, istemediğim aday’ demektir.
Bu
tartışmalar arasında en ilginç olanı, altı tane eş cumhurbaşkanının olacağı bir
sistemi teklif ediyor olmaktır. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Bir konu
etrafında karar vereceksiniz, konseyde 6 üye var, ana konularda bunların
imzalarını ya da mutabakatlarını arayacaksınız. Bu demokrasinin ruhuna
aykırıdır.
“Mantık dışı, imkan ve ihtimali yok”
Yüzde 50+1 almış ve halkın oyuyla seçilmiş bir cumhurbaşkanına,
yüzde yarımlık, yüzde 1’lik bir partinin oy oranı ne olursa olsun yüzde 50+1
almamış olan birisi diyecek ki en az senin kadar benim de görüşüm önemlidir.
Bu
demokrasi değildir. Yani maalesef bu teklif edilen husus eş cumhurbaşkanlığı
sistemidir. Mantık dışıdır, uygulanması imkan ve ihtimali yoktur.”
“Altılı masanın adayı kazanamayacak”
AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, “Bizim halktan
gördüğümüz gidişat, Allah’ın izniyle 2023 seçimlerinde altı artılı masanın
gösterdiği aday kazanamayacak. Türkiye’de parlamentoda AK Parti Allah’ın
izniyle açık ara birinci parti olarak yine siyasetin belirleyen partisi olmaya
devam edecektir.” dedi.
Seçim güvenliğine yönelik soruyu Kurtulmuş, şöyle yanıtladı:
“Katılım yüksek olacak”
“Hiçbir şaibe olmadan bu seçimler olacak. Bu seçim
katılım bakımından da çok yüksek bir katılımla olacaktır. Belki de en yüksek
katılımın olduğu seçimlerden birisi olacak. Daha çok katılımın olmasını
sağlayacak bir seçim tarihi belirlenecektir. Seçim kampanyasını güle oynaya
demokratik bir şenlik içinde yapacağız.
Siyasette lafı çok yüksek perdeden
söyleyebilirsiniz. Burada bizim herkese tavsiyemiz herkes sözünü en üst
perdeden söylesin. Karşı taraftakileri en yüksek perdeden eleştirsin ama
hakaretin, ötekileştirmenin, aşağılamanın olmadığı bir seçim kampanyasının
olmasını temenni ediyorum.”
F-16 ile F-35 tartışmaları
Kurtulmuş, “ABD Kongresi ve yönetimi Türkiye’ye F-16
veriliş sürecini sürüncemede götürürse ve bunu Finlandiya ve İsveç’in NATO
üyeliğini destekleme şartına bağlarsa Türkiye’nin tutumu ne olur?” sorusu
üzerine, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin buradaki tavrı açık. Türkiye ilkeli bir dış
politika izliyor. Bizim bu ülkelerin NATO’ya girişi konusundaki tavrımız
bellidir. Biz sadece NATO üyeliğimizi böyle bir blöf kartı olarak da
görmüyoruz. Diyoruz ki ‘Terör örgütleriyle aranıza mesafe koyun, Türkiye’nin
düşmanı terör gruplarını ülkenizde barındırmayın.’
(F-16’nın) NATO üyeliğine
bağlanması asla Türkiye’nin kabul edeceği bir durum değildir. Yani İsveç’in,
Finlandiya’nın NATO üyeliğine girip girmeyeceğinin koşulunu Türkiye kendisi
açısından ilan etmiştir.”
İsveç’e tepki
Terör örgütü PKK/YPG destekçilerinin İsveç’in başkenti
Stockholm’de belediye binası önündeki provokasyonuna ilişkin de Kurtulmuş,
“Bu kadar hassasiyetleri ortaya koyuyoruz, Sayın Cumhurbaşkanımızın
maketini astıkları o çirkin, hain saldırıyı yapabiliyorlar.
Ve bu saldırı
karşısında bizim beklentimiz sadece demeç vermek değil. Kim bunlarsa onlar,
görüntüleriniz var, hem de sizin en merkezi yerinizde yapmış, tutuklayın
adamları, gözaltına alın, yargılayın, Türkiye’ye bunları iade edin.” diye
konuştu.
Amerika’nın tutumu
Kurtulmuş, “Türkiye F-35’e sahip olmadan Yunanistan
F-35’i alırsa Türkiye’nin tutumu ne olur?” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Amerika’nın ne şekilde bu çifte standartlarını devam
ettirebileceğinin kararını Türkiye verecek değil ama sadece bu dönemde değil
her dönemde Amerika, Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde çifte standartlı
olmuştur. Zaman zaman çok açık bir şekilde Yunanlıları savunan bir tutumun
içinde olmuşlardır.
“Bazı meseleler var halledemiyoruz”
Yani zaten Türkiye’nin ‘Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz’
noktasına getirilmesinde uygulanan bu çifte standartların Türkiye’ye karşı dost
gibi görünen ama aslında asla dostça olmayan bu tavırların çok büyük katkısı
vardır.
Yani bizim Yunanistan’la baktığınız zaman -Amerika’yı, Avrupa
Birliği’ni, bazı unsurları şöyle bir dışarı bırakın- Türkiye’nin Yunanistan’la
kendi arasındaki sorunları çözemeyecek hiçbir meselesi yoktur. Bazı meseleler
var halledemiyoruz ama çözülecek meseleler de çözülür.”
Kaynak: www.ensonhaber.com