İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Suriye’nin Güvenliğinde Türkiye’nin İstikrarlaştırıcı Gücü panelinde konuştu.
Fahrettin Altun konuşmasına, “Panelimizin ve yayınımızın Suriye başta olmak üzere bölgesel ve küresel barışa, istikrara, hak ve adalet mücadelemize katkılar sunmasını temenni ediyorum.” diyerek söze başladı.
Akabinde Türkiye’nin Suriye’deki rolüne değinen Altun, şöyle konuştu;
“BELİRSİZLİK SORUNLARIN KÖKLEŞMESİNE NEDEN OLUYOR”
“Kıymetli misafirler, değerli katılımcılar…
Belirsizlikler korku yaratır, belirsizlikler endişe yaratır. Belirsizliğin hakim olduğu ortamlarda aktörler, hareketsiz kalır, ortamı gözler ve pasif kalırlar. Böyle devam ettikçe öngörülemeyen gelişmeler aktörleri, durumlar daha zorlu meydan okumalarla baş başa bırakır.İçinde yaşadığımız şu belirsizlik çağında küresel alanda tamda böylesi bir tutulma haliyle karlı karşıyız. Ne yazık ki bu tutulma hali çoğu kez çaresizliğe ve sorunların kökleşmesine yol açıyor.
Uluslararası ilişkiler alanı giderek daha fazla kendi köşesine sinmiş, inisiyatif alamayan, dış gelişmelere göre belirlenen etkisiz aktörlere tanıklık ediyor.
“TÜRKİYE BÖLGESİNDEKİ OLAYLARA HAKİM”
Küresel alanda bu aktörlerin yaşanan zulümler karşısında aciz kaldıklarına şahitlik ediyoruz. Son 23 yılda Türkiye, bölgesinde cereyan eden olaylara, yanı başında ortaya çıkan risklere ve küresel düzlemde hakim olan, belirsizliklere karşı bu tür bir acziyet sergilemeyen bir aktör konumundadır.
“TÜRKİYE ADİL YAKLAŞIMINDAN ÖDÜN VERMEDİ”
İlkeli ve adil yaklaşımından ödün vermemiş; cesaretle, karalılıkla ve insanı merkeze alan yaklaşımla bölgesel ve küresel politikalarını geliştirmiş ve uygulamıştır. Türkiye bu bağlamda doğru bildiği yolda kararlılıkla ilerlemiştir ve ilerlemeye devam etmektedir.
“TARİH, SURİYE KONUSUNDA TÜRKİYE’NİN HAKLILIĞINI İSPATLADI”
Tarih, Suriye konusunda Türkiye’nin haklılığını dünyaya ispat etmiştir. Son 13 yılda Suriye’de yaşanan zulüm küresel güç odaklarının hem acziyetini hem de fırsatçılığını ortaya koymuştur.
Bu süreçte sözüm ona birçok gelişmiş ülke ve uluslararası aktör, Suriye’deki krizin çözümüne katkı bulunmak şöyle dursun vekalet savaşları aracılığıyla krizin derinleşmesine hizmet etmiştir.
Vatanlarından edilen milyonlarca Suriyelilerin acılarını dindirmek bir yana onlara kapılarını kapatmak için her türden insanlık dışı yönteme başvurmuşlardır. Cumhurbaşkanımızın 2019 yılında bundan 6 yıl önce Suriye ile ilgili yaptığı tespitler, yaşanılanı net bir şekilde ifade ediyor.
“BİZ TÜRKİYE OLARAK ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYDUK”
Biz Türkiye olarak ciddi riskler alarak, elimizi taşın altına koyduk. Bir yandan uluslararası terör örgütleriyle mücadele ederken, diğer yandan milyonlarca insana kucağımızı açtık. İnsani dış politika anlayışımla 2011’den itibaren Suriye’de vicdanın en büyük temsilcisi olduk.
Gıda, barınma ve sağlık hizmetlerini karşılayarak savaşın yaralarını sarmayı, insan onuruna yaraşır imkanlar sunmayı, ıstıraplarını bir nebze de olsa gidermeye çalıştık. Bölgede inşa edilen hastaneler, okullar, altyapı projeleri Suriyeli kardeşlerimizin temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik kalıcı çözümler olarak bugün de hizmet etmeye devam ediyor.
“BATILI ÜLKELER AHLAKİ ÇÖKÜŞ YAŞADI”
Batılı ülkeler başta olmak üzere sözüm ona gelişmiş birçok ülke, uyguladığı ırkçı politikalarla bu konuda büyük bir ahlaki çöküş yaşamıştır. Suriye’de barış tesis edilsin diye Türkiye olarak tüm diplomatik imkan ve kabiliyetlerimizi Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 2011’den beri seferber ettik.
Suriye’nin barışını tehdit eden en ciddi sorun terör örgütleridir. Masum insanları hedef alan birçok saldırı düzenlendi. Sadece Suriye’de değil sınırlarımız içinde de terör örgütleri menfur saldırılarını sürdürmüşlerdir.
Kaynak: www.ensonhaber.com