Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Filistin merkezli bir televizyon kanalının programında, Gazze’deki ateşkes, ABD Başkanı Donald Trump’ın Filistin’e dair açıklamaları ve Kudüs’ün geleceği hakkında soruları yanıtladı.
Trump’ın Filistinlilerin tehcir edilmesi gerektiğine dair sözlerine yönelik olarak Bakan Fidan, şunları söyledi:
Filistinlilerin zorla yerinden edilmesi kabul edilemez. Bu tür teklifler ciddiye alınamaz, çünkü bunlar tarihi bir anlayışsızlıkla yapılmış açıklamalardır. Türkiye, Arap dünyası ve büyük bir uluslararası çoğunluk bu görüşün arkasında. Fakat, acıdır ki, iki devletli çözüm fikri, dünya genelinde geniş bir kabul bulmasına rağmen pratikte hayata geçirilemiyor.
“İSRAİL, TAM ANLAMIYLA İZOLE EDİLMELİ”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun rehinelerin serbest bırakılmasından sonra savaşı yeniden başlatma olasılığı ve Gazze’deki ateşkesin geleceği hakkında da açıklamalar yapan Bakan Fidan, şu ifadeleri kullandı:
Bu, ne yazık ki geçerli bir senaryo. Umut ederiz ki bu gerçekleşmez. En büyük dileğimiz, 7 Ekim’den bu yana devam eden soykırımın durması ve ateşkesin devam etmesidir. Gazze halkının evlerine dönmesi, normal yaşamlarına devam edebilmeleri için uluslararası toplum olarak çaba sarf ediyoruz. Ancak Netanyahu’nun tutumu da ortada. Rehineler kurtarıldığında geriye hiçbir şey kalmaz. Yapılması gereken şey, uluslararası toplumun gerçekçi bir tavır sergileyip İsrail’i tam anlamıyla izolasyona almasıdır. Garantör ülkeler olan Mısır, Katar ve ABD, İsrail’e ateşkese uymasını zorlamak zorundadır. Aksi halde, Amerika’nın desteğiyle Netanyahu bir savaşa daha başlarsa, Amerika’nın uluslararası kredisi hızla düşer ve bu da dünya sistemindeki çarpıklığı daha da derinleştirir.
“GÜNÜN SONUNDA YİNE ORMAN KANUNU GEÇERLİ OLUYOR”
Fidan, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını uluslararası toplumun neden durduramadığına dair soruya ise şu şekilde yanıt verdi:
Amerika’nın kayıtsız şartsız desteği var. Bu artık bir adalet değil, matematik meselesi haline geldi. Gücü elinde bulunduran taraf, ne doğru ne yanlış olduğuna bakmaksızın kan dökmeye devam ediyor. Buna ‘orman kanunu’ diyoruz. İnsanlık, yıllar içinde daha adil ve ahlaki bir yapıya evrilmişken, günün sonunda yine orman kanunu geçerli oluyor.
“BU ZULÜM DÖNGÜSÜ, BİR YERDEN KIRILACAK”
Bakan Fidan, “Kudüs’ün geleceğini mevcut şartları da göz önünde bulundurarak nasıl buluyorsunuz, nasıl değerlendiriyorsunuz ve sizlerin Kudüs’ün kimliğini korumak için sarf ettiğiniz çabalardan bahseder misiniz, Müslüman ve Hristiyanlık kutsalları hakkında?” şeklindeki soru üzerine şunları söyledi:
Kudüs meselesi, Filistin meselesinin önemli bir sembolüdür. Orada hayatını kaybeden aziz, muhterem Filistinli kardeşlerimizin yanı sıra bizim için diğer bir önemli husus da dinimizden kaynaklanan Kudüs ve Mescid-i Aksa’dır. Buranın üzerinde oynanan oyunlar, Kudüs’ün tamamıyla Yahudileştirilmesi, uluslararası kimliğinden, Müslüman kimliğinden, Hristiyan kimliğinden çıkarılması ve buraya tek dinli bir yaklaşımın getirilmesi tabii ki kabul edilemez. Burada Ürdün’le yakın çalışıyoruz. Ürdün’ün buradaki duruşuna destek veriyoruz. İslam ülkeleriyle bu konuda yakınlaşmamız var, ciddi çalışmalarımız var. Ama maalesef İsrail yine kendisine sağlanan destekle Kudüs’te de her türlü provoke edici adımı atmaya devam ediyor. Aslında medeniyetin geldiği noktada, burası uluslararası tevhidi dinlerin temsil edildiği bir barış şehri, bir buluşma şehri olabilirdi. Fakat İsrail hem Müslümanlara ait hem Hristiyanlara ait bütün sembolleri silmede, orayı domine etmede ısrarlı. Bu böyle gider mi? Ben bunun böyle gideceğini düşünmüyorum. Bu zulüm döngüsü bir yerden kırılacak.
“ÜLKEMİN FİLİSTİN İÇİN TEK YÜREK OLMASI TARİHİ ANDI”
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Türkiye’ye gerçekleştirdiği resmi ziyarette TBMM’de yaptığı konuşma hatırlatılarak, Filistin ve Türkiye yönetimleri arasında yeni bir ziyaretin gerçekleşme ihtimalinin sorulması üzerine Bakan Fidan, şunları söyledi:
Geçtiğimiz ağustosta Sayın Abbas’ın davetimiz üzerine Türkiye’ye yaptığı ziyaret ve Millet Meclisi’nde yaptığı konuşma tarihi bir andı. Ben de Millet Meclisi’nde bulundum ve konuşmayı dinledim. Bizim Millet Meclisimiz biliyorsunuz 600 vekilimizden oluşuyor, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden ve çeşitli partilerinden seçilmişler. Ondan fazla partiye mensup milletvekillerimiz var. Birçok konuda biz Türkiye’de tartışırız. Zaten demokrasi de bunu gerektiriyor. Meclis yoğun bir tartışma zeminidir, fikirlerin bölündüğü bir yerdir. Fakat Sayın Abbas konuşma yaparken bütün vekillerin kalkıp alkışlaması, sözünü kesmesi sürekli ve ona verilen destek tarihi bir andı. Gerçekten ülkem adına gururlandım. Ülkem kendi içinde birçok konuda bölünürken, fikir olarak tabii ki, Filistin meselesinde tek yürek olması, tek vücut olması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin şahsında bunu Sayın Abbas’a göstermesi bence tarihi bir andı. Bu sembolizm açısından önemliydi. Bu ateş sönmeyecek, bu destek bitmeyecek. Önümüzdeki günlerde yeni görüşmelerimiz olacak, yeni bir araya gelmelerimiz olacak. Bizim Filistin yönetimine desteğimiz zaten kesintisiz devam ediyor. Hangi alanda bizden destek isterlerse, iş birliği alanı ortaya çıkarsa biz onu veriyoruz. Filistinli kardeşlerimize elimizden gelen her türlü desteği vermeye de devam edeceğiz. Bu konuda Cumhurbaşkanımız biliyorsunuz çok hassas. Diğer İslam ülkeleri ile devam eden iş birliği çalışmalarımız var.
“KALICI BİR ÇÖZÜM OLMAZSA DAHA BÜYÜK SAVAŞ TEHLİKESİ SÜRER”
Birinci Gazze Savaşı’ndan itibaren konuya dahil olduğunu vurgulayan Fidan,şu ifadeleri kullandı:
O dönemde babam rahmetli olmuştu. İki gün cenazesinde durabildim. Üçüncü gün Şam’a gitmem gerekmişti. O zaman Hamas yönetimi Şam’daydı. Bu savaşın durdurulması için arabuluculuk, müzakere çalışmaları vardı. O günden itibaren ben olanlara baktığımda şunu görüyorum; zaten geçen seneki savaş ortaya çıkınca biz dedik ki sadece ateşkes değil, olması gereken aynı zamanda iki devletli çözüme de şimdi çalışmak. Birinci, İkinci Gazze Savaşı’nda ve diğer çatışmalarda hep biz ateşkes için arabulucu olduk. Hemen bu çatışma dursun, ateşkes olsun, ölüm dursun diye. Ama şunu gördük; kalıcı bir çözüm getirilmediği sürece sürekli biz daha büyük bir savaşla karşılaşacağız. Dolayısıyla bu savaş başlar başlamaz ateşkesin yanına hemen iki devletli çözümü de koyduk ki bir daha bu savaşı görmeyelim. Bakın bizim bu soruna bir siyasi çözüm bulmamız lazım. İsraillilerin de barış içerisinde uzun yıllar bölgede emin şekilde yaşamasının yolu, Filistinlilerin de yaşamasının yolu, bölgenin daha fazla provoke edilmemesinin yolu buradan geçiyor. Ama siz bırakın Filistinlileri, Mısır’ın elindeki, Ürdün’ün elindeki, Suriye’nin elindeki, Lübnan’ın elindeki toprağı da almak isteyen, İsrail’i daha da toprak olarak büyütüp yaygınlaştırmak isteyen bir projenin sahibiyseniz, tabii ki iki devletli çözüm istemezsiniz, oyalarsınız onu.
Yavuz Yıldırım
Haber Müdürü
Kaynak: www.ensonhaber.com