TÜSİAD yine ‘siyasete müdahale’ çabasına soyundu…
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, Olağan Genel Kurulu’nda konuşma yaparken açık bir biçimde vesayet dönemi Türkiye’sinde olduğu gibi seçilmiş hükümete yönelik haddi aşan sözler kullandı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın’ın Ulus ilçesi Adalet Sarayı temel atma törenine katıldı.
“HAK ARAMA YOLLARI SONUNA KADAR AÇIKTIR”
Bakan Tunç burada yaptığı konuşmada, adalet sistemi ve yargının daha aktif ve hızlı bir hale kavuşturulduğunu belirterek, “Geçen yıl 13 milyon 900 karar verildi. 11 milyon dosya devredildi. Yani devreden dosyadan daha fazla karar veren bir noktaya geldi yargı teşkilatımız. Gece gündüz çalışan yargı mensuplarına teşekkür ediyoruz. Tabii ki hatalı kararlar da olabilir. Ama bu hatalı kararların düzeltilme mekanizması yine yargı içerisinde vardır. Bir hatalı karar, ilk derece mahkemesinde verilmişse, bunu düzeltme yolu, itiraz yeri istinaf mahkemeleridir. İstinaf mahkemesi de beğenilmiyorsa, hata yapılmışsa, onun da itiraz yeri, temyiz yeri, Yargıtay’dır, Danıştay’dır. Anayasa Mahkemesi’dir. Hak arama yolları, ülkemizde üç dereceli bir sistemle yürümektedir. Sonuna kadar da açıktır.” dedi.
“SİCİLLERİ BOZUK”
TÜSİAD’ın 13 Şubat’taki Genel Kurulu’nda konuşan Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras ve Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan’ın eleştirilerine de isim vermeden tepki gösteren Bakan Tunç, “İş adamlarının oluşturduğu bir dernek. Sicilinin de bozuk olduğunu hepimiz hatırlıyoruz. Vesayetçi anlayışa nasıl destek verdiklerini dün gibi hatırlıyoruz. Yapmış oldukları açıklamalar hukuk devletiyle bağdaşan açıklamalar değildir.” dedi.
“VESAYETE VERDİKLERİ DESTEĞİ GÜN GİBİ HATIRLIYORUZ”
Yılmaz Tunç, TÜSİAD’a tepkisinde şu ifadeleri kullandı:
Dün iş adamlarının oluşturduğu bir dernek, maalesef sicilinin de bozuk olduğunu milletçe hatırlıyoruz. O 28 Şubatlarda, o beşli çetenin içerisinde nasıl bulunduklarını, darbeci, vesayetçi anlayışa nasıl destek verdiklerini dün gibi hatırlıyoruz. Unutmadık bunları. Dün genel kurullarında maalesef yaptıkları talihsiz açıklamalar, hukuk devleti ile bağdaşan açıklamalar değildir. Hiç bir organ, makam mevki yada kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere, hakimlere emir ve talimat veremez. Genelge gönderemez. Tavsiye ve telkinde bile bulunamaz. Suç varsa, bunu değerlendirecek olan tarafsız ve bağımsız yargıdır. Yargı huzurunda, tarafsız ve bağımsız mahkemelerde herkes kendi savunmasını yapar. Dolayısıyla herkes sözlerini sarf ederken, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı noktasındaki hassasiyetlerini korumalıdır.
“BUNLAR ESKİ TÜRKİYE’DE KALMIŞLAR”
Yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili olarak, Yasama Meclisi’nde soru dahi sorulamaz, araştırma önergesi verilemez. Bu derece yargı bağımsızlığına ve tarafsızlığına anayasamız vurgu yapmıştır. Bu hukuk devletinin gereğidir. Maalesef son zamanlarda, yargının yürüttüğü soruşturmalar ve kovuşturmalar üzerinde, adalet sistemimize, adalet teşkilatımıza yönelik sözlü saldırıların arttığına şahit olmaktayız. Dün de, geçmişte de vesayetçi anlayışın yanında duran, sicili bu anlamda kötü olan bu işadamları derneğinin yöneticisinin ifadelerini kabul etmek mümkün değildir. Milletimiz de bundan rahatsız olur. Yargı bağımsızlığını hedef alan bu sözleri reddediyoruz. Yargıyı hedef alan hukuk devletini hedef alan, yargıyı ve siyaseti yönlendirmeye çalışan söylemler olduğunu ve artık bunların eski Türkiye’de kaldığını söylüyoruz. Bunlar halen eski Türkiye’de kalmışlar maalesef.
“BU SÖZLER ELEŞTİRİNİN ÖTESİNE GEÇEN SÖZLER”
Genel Kurul’daki konuşmada söylenen sözlerin yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabası olduğunu vurgulayan Tunç, şöyle devam etti:
Sivil toplum kuruluşları, görüşlerini sonuna kadar açıklayabilir. Özgür bir ortam var. Ama bu açıklamayı yaparken, anayasamız ve kanunlar çerçevesinde de yürüyen soruşturmalarla ilgili yargıyı etkilemeye yönelik beyanlardan kaçınmak gerekir. Bu sözler, eleştirinin ötesine geçen yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabası olduğunu görüyoruz. Yürüyen soruşturmaları etkileme çabası olduğunu görüyoruz. Bu hukukun üstünlüğüne zarar veren bir tutumdur. Yargı süreçleri üzerinde hiçbir baskıyı kabul etmediğimiz gibi, yargıyı etkilemeye yönelik her türlü girişime karşı olduğumuzu herkesin çok iyi bilmesi gerekir. Türkiye eski Türkiye değildir. Ayrıcalıklı kesimlerin yön verdiği Türkiye’nin artık geride kaldığını anlamayanların olduğunu az da olsa görüyoruz. Şunu bilmelidirler ki onlar, hiç kimse ya da hiçbir kuruluş, kendisini millet iradesinin üstünde göremez.
Törenle Ulus Adliye Sarayı’nın temeli atıldı.
Kaynak: www.ensonhaber.com