Dünya tarihinin akışını değiştiren, Hazreti Muhammed’in “Konstantiniyye muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır. Onu fetheden ordu ne güzel ordudur” hadisiyle müjdelediği ve Fatih Sultan Mehmed’in fethettiği kadim şehir İstanbul… 570. yıl dönümü kutlanan fethin hikayesi ise bir o kadar tüyleri ürpertiyor…
AA
İstanbul; Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu gibi üç
imparatorluğa başkentlik yaptı.
Şehir, “İkinci Roma”, “Yeni
Roma”, “Byzantion”, “Konstantinopolis” ve
“Konstantiniyye” olarak adlandırıldı.
Yenikapı kazılarıyla yerleşim tarihi 8 bin yıl öncesi, yani
neolitik döneme kadar giden İstanbul, milattan sonra 4. yüzyılda Roma
İmparatoru Büyük Konstantin tarafından Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti
olarak seçildi.
Kentte 6 yıl boyunca surlar genişletildi; tapınaklar, resmi
binalar, saraylar, hamamlar ve hipodrom inşa edildi.
Hazreti Muhammed’in müjdesi
Ortodoks Hristiyanların en önemli merkezi haline gelen
İstanbul, Hazreti Muhammed’in (SAV) “Konstantiniyye muhakkak fethedilecektir.
Onu fetheden komutan ne güzel komutandır. Onu fetheden ordu ne güzel
ordudur.” hadisinin ardından İslam dünyası için de fethedilmesi gereken
önemli bir şehir olarak adını duyurdu.
İslamiyet’in Orta Doğu’ya hakim olmasıyla Hristiyan
dünyasının doğudaki siyasi merkezi haline dönüşen İstanbul, aynı zamanda
Doğu’nun zenginliklerine ulaşma, mukaddes şehir Kudüs’ü ele geçirme gibi
ideallerin başlangıç noktası haline geldi.
Mukaddes şehir, 1204’te Haçlı Seferi
için yola çıkan Latin istilasına da uğradı.
Gördüğü ilgi nedeniyle İstanbul, Müslümanlar için Batı’nın,
Hristiyanlar için ise Doğu’nun eşiği halindeydi.
İslam dünyası için önemli bir motivasyon kaynağı oldu
Hazreti Muhammed’in övgüsüne
mazhar olmak için Emeviler döneminde Konstantiniyye’ye 3 büyük sefer
düzenlenirken, bir diğer sefer ise 781-782’de Abbasiler tarafından
gerçekleştirildi.
Özellikle bazı sahabelerin de katılımıyla gerçekleşen Muaviye
bin Ebu Süfyan komutasındaki ilk İstanbul kuşatması, daha sonraki dönemlerde
silinmeyecek izler bıraktı.
Hz. Peygamber’i Medine’ye hicreti sırasında evinde misafir
eden Ebu Eyyüb el-Ensari’nin bu kuşatmaya katılarak surlar önünde vefatı
1453’teki fethe kadar uzanan yolda, İslam dünyası için önemli bir motivasyon
kaynağı oldu.
Onlarca kez
kuşatıldı
Dünyanın gördüğü en muazzam kuşatma ve savunmalara tanıklık eden
İstanbul, 1453’ten önce farklı kavim ve medeniyetler tarafından onlarca kez
kuşatıldı.
Milattan önce Makedonya Kralı Phillippe, Roma İmparatoru
Septim Severus, milattan sonra İran Hükümdarı Keyhüsrev, Avar Türkleri,
Emeviler, Abbasiler, I. ve II. Bulgar İmparatorluğu, Ruslar, Kiev Knezliği,
Haçlılar, İznik İmparatorluğu, Venedikliler, Cenevizliler, Osmanlılar şehri
kuşattı.
Bunların yanı sıra Atilla’nın, Vikinglerin ve Gotların da kenti
kuşattığı bazı kaynaklarda yer alıyor.
Son kuşatma ise 1453’te Osmanlıları
imparatorluğa taşıyan Sultan 2. Mehmed tarafından gerçekleştirildi.
570 yıl önceki fetih…
Sultan 2. Mehmed tahta geçtiği zaman, İstanbul’un fethi için
öncelikle deniz yardımının kesilmesi gerektiği düşüncesiyle Sultan Yıldırım
Bayezid’in yaptırmış olduğu Anadolu Hisarı’nın karşısına 1452’de Rumeli
Hisarı’nı yaptırdı.
Bu hisar, Tuna Nehri ile Karadeniz’den gelecek yardımı
önlemeyi amaçlıyordu.
İstanbul’un yüksek ve kalın surlarını yıkmak amacıyla
devrin önemli mühendislerine büyük toplar döktürüldü.
Sultan 2. Mehmed, Şubat 1453’te dökülen topların İstanbul
önlerine götürülmesini emretti.
Karaca Paşa komutasındaki 10 bin kişilik ordu,
öncelikle İstanbul yakınındaki Vize, Silivri ve Ayastefanos kalelerini kuşattı.
Barış teklifini kabul etmedi
Nisan ayına gelindiğinde 2. Mehmed, eyalet ve sancaklara orduya katılmaları
için haber gönderdi ve 5 Nisan 1453’te Osmanlı ordusu, 2. Mehmed’in komutasında
İstanbul’a hareket etti.
Fatih’in yanında hocaları Akşemseddin, Molla Gürani ve
Akbıyık gibi isimler de yer alıyordu.
6 Nisan 1453’te 10 bin sipahi Maltepe
civarını tuttu.
Sultan 2. Mehmed de Anadolu ve Haliç’i tutmuştu.
Zağanos Paşa
Pera’yı fethederek, Galata üzerine yürüdü.
Aynı gün Sultan 2. Mehmed, Mahmut
Paşa’yı elçi olarak Bizans İmparatoru’na gönderdi ancak barış teklifi kabul
edilmedi.
6 Nisan 1453’te İstanbul kuşatmasına
başladı
Sultan 2. Mehmed, 6 Nisan 1453’te İstanbul kuşatmasına
başladı.
Osmanlı ordusu kenti karadan ve denizden kuşatma altına alırken, ordu
surlarda gedikler açtıkça Bizanslılar surları yenileyerek, Osmanlıların şehre
girişine izin vermedi.
Osmanlı donanmasının Bizans’a yardıma gelen Ceneviz ve
Venedik gemilerine engel olamaması, kuşatmaya karşı olan yöneticilerin
hoşnutsuzluklarını dışa vurmalarına yol açtı.
Haliç ile Karaköy arasına çekilen
zincir nedeniyle Osmanlı donanmasının Haliç’e girememesi, savaşın yönünü
Osmanlı aleyhine çeviriyordu.
72 parça
kadırganın karadan yürütülmesi
Bu gelişmeler üzerine Sultan 2. Mehmed, savaşın seyrini
değiştirecek hamlesine başvurarak 21 Nisan’ı 22 Nisan’a bağlayan gece 72 parça
kadırganın karadan yürütülerek Haliç’e indirilmesi emrini verdi.
Bir gece
içerisinde Haliç’e indirilen donanma, 22 Nisan’da Haliç’ten ateşe başladı.
Bizanslılar gördükleri karşısında büyük şaşkınlık yaşarken donanmanın Haliç’e
indirilmesine inanamıyordu.
Sultan Mehmed, son büyük hücumdan önce 24 Mayıs’ta
İsfendiyaroğlu Kasım Bey’i elçi olarak imparatora göndererek şehri teslim
etmesini istese de anlaşma sağlanamadı.
Gemilerin Haliç’e indirilmesi ile
savaşın seyri Osmanlılar lehine dönerken, Sultan 2. Mehmed, 29 Mayıs’ta büyük
taarruz için emir verdi.
29 Mayıs’ta surlar aşıldı
29 Mayıs’ta günün ilk ışıkları ile başlayan taarruzla,
surlar aşıldı.
29 Mayıs 1453’te kapıları açılan İstanbul, Sultan 2.
Mehmed’in önderliğindeki Osmanlı birlikleri tarafından fethedildi.
Hazreti
Peygamber’in övgüsüne mazhar olarak “Fatih” unvanını alan Sultan 2.
Mehmed, büyük bir hoşgörü ile şehri yağmalatmazken, fethin nişanesi olarak da
Ayasofya’yı camiye dönüştürdü.
İstanbul’un fetih güzergahı
Fatih Sultan Mehmed’in henüz 21 yaşındayken büyük zafer
sonucu Türk medeniyetine kazandırdığı dünyanın en değerli hazinelerinden o İstanbul, 570 yıldır medeniyetin öncü ve eşsiz şehri olmayı sürdürüyor.
Fatih
Sultan Mehmet’in 21 Nisan’ı 22 Nisan’a bağlayan gece 72 parça kadırgayı karadan
yürütülerek Haliç’e indirdiği güzergah ise drone ile görüntülenirken tarihi bir
kez daha gözler önüne seriyor.
Kaynak: www.ensonhaber.com