Sinema eleştirmeni Atilla Dorsay, Türk sinemasının gelişimini değerlendirdi. Dorsay; “Türk sineması diye bir sinema var. En son birkaç film oynadı, onlara bayıldık doğrusu. Bütün festivaller artık Türk sinemasını istiyor, talep ediyor” dedi.
Sinema Atölyesi’nde, hem sinema eleştirmenliğine hem de Türk sinemasının sürecine dair soruları yanıtladı, gençlere sinema eleştirmenliği konusunda tavsiyelerde bulundu.
1939 yılında İzmir’de doğan Dorsay, daha 3-5 yaşlarındayken, İkinci Dünya Savaşı yıllarında ailesinin tek eğlence kaynağı olması nedeniyle sinemayla tanıştı.
Savaştan aşka, gerilimden maceraya birçok filmi, hatta kendi deyimiyle belki o yaşta görmemesi gereken bazı yapımları bile izleyen Dorsay’a göre tüm bu filmler onu yoğurdu, kişiliğini biçimlendirdi ve onu bir ömür, bıkmadan, vazgeçmeden sürecek sinema eleştirmenliğine hazırladı.
“SİNEMA HAYATIMIN BAŞ EĞLENCESİ OLDU”
Ailesinin 1940’lı yılların sonunda kendisini Galatasaray Lisesi’nde okutmak için İstanbul’a taşınmasıyla sinemayla daha da iç içe olma şansını buldu Dorsay.
Beyoğlu’nda yatılı okurken her fırsatta, hatta zaman zaman derslerini, hafta sonu ödevlerini unutarak sinemaya dalan Dorsay, “Bu şekilde sinema benim hayatımın baş eğlencesi oldu. Aynı zamanda da yani peşinden gitmem gereken bir ideal oldu tabii” dedi.
SİNEMA VE TÜRK SİNEMASI
Türk sineması hakkında konuşan Dorsay;
“Çünkü bizim sinemamız. Hollywood’u övmek kolay, İtalyan sinemasını övmek de kolay. Öyle büyük ustaları var ki ama Türk sineması da çok önemli” diye konuştu.
Ergül Tosun
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Kaynak: www.ensonhaber.com