Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, ChatGPT ve gündemdeki diğer yenilikçi teknolojiler hakkında raporlar yayınladı.
Dünya’nın süper gücü olacak ülkesi, yapay zekâ ve yenilikçi teknolojilere yoğunlaşan ve bunları en faydalı şekilde hayatımıza sokacak ülke olacak. Peki Türkiye, günümüzde gündemde olan teknolojiler ve bunlara bağlı alanlar hakkında neler düşünüyor?
İşte bu sorunun cevabı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’nin yayınladığı dört yeni araştırma raporuyla verildi. Ofis, ChatGPT ve sohbet botları, yeşil teknolojiler, yeni nesil ulaşım teknolojisi hyperloop ve video oyun sektörüne dair araştırma yaptı, Türkiye’nin potansiyelini ve tavsiyelerini sundu.
Video oyunları hakkında söylenenler:
Özellikle mobil alanda Türkiye’nin dünya çapında büyük bir baskınlık elde ettiği yıllardır bilinen bir gerçek. Ofis’in faydalandığı araştırmalar da bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye, oyun girişimlerine yatırımda 333 milyon dolar ile Avrupa’da en çok yatırım yapılan 5 ülkenin toplamını bile geçiyor.
Raporun sonuç kısmında da bu başarının sürdürülmesi ve büyütülmesi için yapılması gerekenler şu şekilde ifade ediliyor:
“Türkiye’deki oyun sektörü önemli bir büyüme potansiyeline sahiptir. Ülkenin genç ve dinamik nüfusu, teknolojiye olan ilgi ve nitelikli insan kaynağı, oyun sektörünün gelişimine katkı sağlamaktadır. İleriye dönük olarak, oyun sektörünün büyüme ivmesini artırması, uluslararası pazarda daha rekabetçi hale gelmesi ve yerli yeteneklerin desteklenmesi için yeni stratejilerin hayata geçirilmesi önem taşımaktadır.
Ülkemizin oyun endüstrisi için bir potansiyel taşıdığı; sektörün ihtiyaçları ve değişen eğilimler doğrultusunda bu potansiyelini ortaya çıkaracak adımlarla öncü ülkeler arasında yer alacağı değerlendirilmektedir.”
ChatGPT ve benzer chatbot (sohbet botları) hakkında söylenenler:
Günümüzün en trend teknoloji konusu olan sohbet botları ve ChatGPT özelinde de bir rapor yayınlandı. Ofis, bu botların özellikle dijital iletişim uygulamalarında dönüşümü gündeme getirdiğini, yapay zekânın en önemli uygulama alanlarından birine dönüştüğünü ifade etti.
Önümüzdeki yıllarda sohbet botlarının daha da fazla potansiyele sahip olduğu ifade edilirken bu ifade, Precedence Research’ün sektörün 2032 yılına kadar yaklaşık 4,9 milyar dolar değere ulaşacağı tahminiyle desteklendi.
Raporda ayrıca negatif noktalara da değinildi. Özellikle ChatGPT özelindeki bölümde, faydalı kullanımların yanı sıra çeşitli risk unsurlarının da var olduğuna işaret edildi. Bunlardan bazıları verilen bilgilerin doğruluğu, telif hakkı ihlalleri, akademik çalışmalarda ChatGPT’nin kaynak gösterilmeden kullanılması olarak paylaşıldı.
Türkiye’de sohbet botu çalışmalarına dair herhangi bir tavsiye/öneri paylaşılmadı. Ülkemizde bu alanda çalışma yapanlar ise şu şekilde listelendi:
“Bankacılık ve Finans: Türkiye’de birçok banka ve finans kuruluşu chatbot’ları hayata geçirmiştir. Bu kuruluşlardan bazıları; Akbank, ING, Türkiye İş Bankası, Garanti BBVA, Yapı Kredi, BKM Ekspress, Ziraat Bankası ve Vakıfbank’tır.
e-Ticaret: Chatbot’ların yoğun olarak kullanıldığı sektörlerden biri de e-ticarettir. Türkiye’de çevrim içi alışveriş deneyimini chatbot’ları kullanarak farklılaştıran bazı şirketler; Getir, Trendyol, Yemeksepeti, Hepsiburada ve Sahibinden’dir.
Medya: Öne çıkan chatbot kullanım alanlarından biri olan çevrim içi yayıncılık, chatbot’larıyla yeni medyaya ayak uydurmaktadır. Habertürk, Marketing Türkiye, DMAX medyada chatbot kullanan kurumlardandır.
Eğlence: Müzikten sinemaya eğlence sektöründe pek çok alanda MuudBot, Biçim Sinema, Sinemia, Noluyo.tv gibi chatbot’lar öne çıkmaktadır.
Otomotiv sektöründe Akaryakıt Alarmı, hizmet sektöründe Ulak, spor alanında Gymgym, hukuk alanında Hukuk Deposu, insan kaynakları alanında Kariyer.net ve Armut.com gibi birçok uygulamanın/internet sitesinin chatbot kullandığı bilinmektedir.”
Hyperloop projeleri hakkında söylenenler:
Ulaşım alanında tüm dünyada tartışma konusu olan ve bazı ülkelerde hayata geçirilen hyperloop sistemleri, Ofis’in de araştırma konusu oldu. Raporda, hyperloop teknolojisinin yüksek hız, düşük karbon emisyonu, enerji tasarrufu ve hava koşullarından etkilenmemesi gibi avantajlarının olduğu paylaşıldı.
Öte yandan hyperloop’un dezavantajları olarak yolcu ve sistem güvenliği, artan inşaat ve kurulum maliyetleri, hükümet düzenlemeleri ve sistem finansmanı gibi etmenler listelendi.
Türkiye’deki hyperloop çalışmalarının şu anda üniversiteler nezdinde yapıldığı paylaşılırken hyperloop’un ülkemizde hayata geçmesi için gerekenler de paylaşıldı. Ofis’in bu konudaki yorumu şu şekildeydi:
“Ulaşım sektöründeki güvenlik gereksinimleri değerlendirildiğinde, Hyperloop sistemleri için gelecekte güvenlik açığı analizine ihtiyaç duyulacağı öngörülmektedir. Hyperloop teknolojisini desteklemek için ise akademi ve endüstrilerin iletişim halinde olarak verimli protokoller geliştirmesi gerekmektedir.
Çeşitli konularda Hyperloop teknolojisinin geliştirilme sürecine dâhil olan paydaşları etkin bir şekilde yönetmek için bir strateji ve yol haritasına ihtiyaç duyulmaktadır. Hyperloop geliştirmenin her aşaması için hangi paydaşların dâhil olması gerektiği ve hangi eylemlerin yapılması gerektiğinin tanımlanması, paydaş katılımlarının daha etkin bir şekilde yönetilebilmesini sağlayacaktır.”
Çevreyi korumak için her alanda geliştirilen yeşil teknolojiler hakkında söylenenler:
“Yeşil Teknolojiler” raporu, yenilenebilir enerji teknolojilerinden elektrikli araçlara ve enerji kaynaklarına kadar oldukça kapsamlı bir rapor idi. Rapor, yeşil teknolojilerin çevre üzerindeki zararları azalttığını ve aynı zamanda yaşam kalitesini iyileştirerek sürdürülebilir yenilikçi çözümler sunduğuna yer verdi.
Raporda dikkat çeken bir nokta ise yapay zekânın yeşil ve sürdürülebilir bir hale getirilmesiydi. Ofis, yapay zekânın sürdürülebilirlik sorunlarına çözüm üretmek için etkin ve verimli kullanımının mümkün kılınmasını beklediğini paylaştı.
Tabii yapay zekânın yeşil hale getirilmesi gerektiği ve sürdürülebilirliğe etkisi şu şekilde aktarıldı:
“Yapay zekânın çevre üzerindeki en yaygın olumsuz etkileri hem elektrik kullanımında (hesaplama ve iletim gücü tüketimi) hem de bunun sonucunda ortaya çıkan karbon emisyonlarında meydana gelen artıştır. Sürdürülebilir bir yapay zekâ altyapısı ile birlikte enerji tüketimindeki olumsuzluklar ortadan kaldırılabilir, insan yaşam kalitesi artırılabilir ve küresel iklim değişikliğinin önüne geçilebilir.
Diğer yandan, yeşil yapay zekâ; tarım, enerji, ulaşım, üretim ve nanoteknoloji gibi birçok endüstride çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunabilme potansiyeline sahiptir. Trafik problemlerinin azaltılması, tedarik zinciri lojistiğinin iyileştirilmesi, mahsul verimi artırılırken gübre ve su tüketiminin azaltılması, hava modellerinin doğru bir şekilde tahminiyle gereksiz karbon kirliliği oluşumunun optimize edilmesi gibi birçok farklı alanda yeşil yapay zekâ uygulamaları geliştirilmektedir.”
Ayrıca sürdürülebilirliğin yapay zekâ destekli bir şekilde sunulması, yönetişim, standartlar ve güvenlik için uluslararası düzeyde iş birliği ile önemli yatırımların yapılması gerektiği vurgulandı.
Kaynak: www.webtekno.com