Belki sinirlisiniz belki de bir kararın eşiğinde. Hiç bu anlarda kafanızın içindekileri kâğıda dökmeyi denediniz mi?
Yazmaya başlayınca karmaşalar düzene kavuşuyor ve bunun bir sebebi var.
Beynimizin yazmayı eylemin yanı sıra zihinsel terapi gibi algılamasından yola çıkarak bazı değişimler de beraberinde geliyor. Eğer siz de yazarak hayatınızda bir fark yaratmak istiyorsanız gelelim detaylara.
Yazma eylemi beyinde neleri harekete geçiriyor?
Yazmaya başlayınca beynimizin farklı bölgeleri senkronize şekilde çalışmaya başlıyor. Karar verme, problem çözme ve odaklanma merkezi de olan korteks ile duygusal düzenleme merkezimiz limbik sistem bağlantıları güçleniyor.
Duyguları yazıya dökünce limbik sistemdeki aktivite azalıyor yani stres seviyesi düşüyor ve duygusal yoğunluk azaldığı için rahatlıyoruz.
Dopamin seviyesinin yükselmesi ile de yazma süreci aslında bir mutluluk kaynağına da dönüşüyor diyebiliriz.
Düşünceler düzenleniyor, netlik artıyor.
Kafanızda binbir düşünce var ve hepsini bir anda çözmeye mi çalışıyorsunuz? Bu biraz karmaşık değil mi? Yazarak düşüncelerinizi düzene sokabilir ve yazmayı aslında bir nevi filtreleme aracı olarak kullanabilirsiniz.
Durup düşünmek gibi de varsayabilirsiniz. “Kendimi kötü hissediyorum.” gibi soyut bir ifadeyi yazıya döktüğünüzde beyin bunu anlamlandırmak için adım atıyor ve neden kötü hissettiğimizi sorguluyor. Böylece de sorunları analiz edip çözüm üretme kapasitemiz artıyor.
Yapılan çalışmalar, yazı yazmanın problem çözme becerilerini geliştirdiğini ve yaratıcı düşünmeyi teşvik ettiğini de gösteriyor. Özellikle “serbest yazım” yöntemiyle yani aklınıza gelen her şeyi filtresiz bir şekilde yazıya dökerek, beyninizin yaratıcılık potansiyelini açığa çıkarabilirsiniz.
Yazmanın fizyolojik etkileri de var.
Yazarken sadece zihinsel olarak rahatladığınızı sanıyorsanız da yanılıyorsunuz. Yapılan araştırmalarda görülüyor ki özellikle travmatik olayları yazıya dökmek bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkilere sahip.
Kan basıncı düşüyor, stres seviyeleri azalıyor, beden rahatlamaya geçiyor. Hatta düzenli yazı yazan, günlük tutan kişilerin uyku kalitesinde de artma yaşanıyor. Geceleri birkaç satır yazarak hem zihinsel yükünüzü hafifleyebilir hem de uykuya daha hızlı geçiş yapabilirsiniz.
Yazmanın bu kadar faydasını öğrendikten sonra bunu günlük bir rutin hâline getirmek istemez misiniz?
Gözünüzde büyümesin, her gün nasıl sayfalarca yazacağım diye de düşünmeyin ve adım adım başlayın. Sabahları kahvenizi içerken 3 cümle yazabileceğiniz gibi gece yatmadan az önce, dediğimiz gibi o günlük duygularınızı özetleyebilirsiniz.
Gününüzle alakalı planları yapabileceğiniz gibi isterseniz sadece içinizden geçenleri de konusu ne olduğu fark etmeden kâğıda dökebilirsiniz.
Aslında yazmayı bir alışkanlık hâline getirmenin anahtarı, kendinizi zorlamamaktan geçiyor. Bu bir yarış değil! Belki bir günlük tutarsınız, belki de sadece küçük bir deftere notlar alırsınız. Ama inanın, düzenli yazı yazmanın zihinsel sağlığınıza olan etkilerini kısa sürede fark edeceksiniz.
O zaman ne duruyorsunuz? Hemen bir kalem alın ve beyninize bu etkileyici iyiliği yapmaya başlayın!
Bunları da inceleyebilirsiniz:
İLGİLİ HABER
100 Yaşına Geldiğinizde Bu Adam Gibi Sağlıklı Olmak İstiyorsanız Yapmanız Gereken Şey Basit: Günlük Tutmak
İLGİLİ HABER
Duygu ve Düşüncelerimizi En Doğru Şekilde İfade Edebilmek İçin Bilmemiz Gereken ‘Anlatım Teknikleri’ ve ‘Anlatım Biçimleri’
Kaynak: www.webtekno.com