20. yüzyıl dünya edebiyatının en önemli yazarlarından bir tanesi olarak kabul edilen ve bugünü bile etkileyerek kafkaesk anlatım türünü edebiyat dünyamıza kazandıran Franz Kafka kimdir gelin yakından bakalım ve Dönüşüm başta olmak üzere en önemli eserlerinden bazılarını görelim.
Edebiyatla az çok ilgisi olan herkes eminiz Franz Kafka adını duymuş ve hepsini olmasa bile eserlerinden bazılarını okumuştur. Çünkü Kafka böyle bir yazardır. Kendisi 20. yüzyıl dünya edebiyatının en önemli yazarlarından bir tanesi olmakla kalmaz, bugünün edebiyat dünyasını da etkiler çünkü Franz Kafka tarzı günümüzde hala Kafkaesk anlatı ile yaşamaktadır.
Franz Kafka berbat bir hayat yaşadı ve genç yaşta aramızdan ayrıldı. Yaşadığı dönemde neredeyse hiçbir eseri yayımlanmadı ama öldükten sonra yayımlanan eserleri sayesinde adı dünya edebiyat tarihimize altın harflerle yazıldı. Kendisi yaşasa ne düşünürdü bilinmez. Gelin Franz Kafka kimdir kısaca hayatına bakalım ve Dönüşüm gibi mutlaka okumanız gereken eserlerinden bazılarını görelim.
Franz Kafka kimdir? Gerçekçiliğin fantastik çocuğu:
Franz Kafka, 3 Haziran 1883 yılında dönemin Avusturya – Macaristan İmparatorluğu’na bağlı Bohemya Krallığı’nın Prag kentinde doğdu. Almanca konuşan Yahudi bir ailenin çocuğuydu. Hukuk eğitimi almış olmasına rağmen bir sigorta şirketinde çalışmaya başladı ve bu sıkıcı işindeki boş zamanlarında da yazmaya başladı. Bu dönemde pek çok mektup yazan Kafka defalarca kez nişanlandı, hiç evlenmedi ve 1924 yılının 3 Haziran günü verem hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti.
Hayattayken Gözlem, Bir Köy Hekimi, Dönüşüm gibi hikayeleri bazı edebiyat dergilerinde yayımlansa da hiç ilgi görmedi. Dava, Şato, Amerika gibi başladığı ama tamamlamadığı eserlerini ölüm döşeğindeyken arkadaşı Max Brod’a verdi ve o ölünce yok etmesini istedi. Brod neyse ki bu sözü dinlemedi ve eserleri yayımlattı. Bu sayede bugün Kafka diye birinin yaşayıp da böyle şeyler yazdığını biliyoruz.
Mutlaka okumanız gereken Franz Kafka eserlerinden bazıları:
- Dönüşüm
- Dava
- Şato
- Aforizmalar
- Milena’ya Mektuplar
- Ceza Kolonisinde ve Diğer Öyküler
- Amerika
- Babaya Mektup
Dünya edebiyatında eşi benzeri olmayan bir öykü: Dönüşüm
Franz Kafka’nın Amerika romanını yazdığı sırada yataktan kalkamayacak kadar sıkılmış hissettiği bir dönemde kaleme aldığı Dönüşüm hikayesi, Die Weissen Blaetter isimli bir edebiyat dergisinde ilk kez 1915 yılında yayımlanmıştır. “Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında devasa bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.” gibi dahiyane bir cümle ile başlayan bu hikaye, benzersiz bir metafor üzerinden modern insanın sıkışmışlık ve kimsesizlik hissini en çıplak haliyle anlatıyor.
Dönüşüm kitabını daha detaylı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Distopik bir hukuk sistemi: Dava
Dava için bir tür distopya öyküsü demek mümkün. Bazıları bu öykünün Nazi Almanyasının bir öngörüsü olduğunu da söyler. Hikayede tartışılmaz bir otorite tarafından suçlanan karakterimizin yaşadıklarını okuyoruz. Anlatılan hukuk sisteminde suç değil suçlu önemlidir ve niyetlere göre henüz suç işlenmeden bile kişi suçlanabilir. Kafka bir yandan karanlık bir gelecek çizerken diğer yandan da suç ve özgürlük gibi kavramlarını sorgulamaktadır.
Dava kitabını daha detaylı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Esrarengiz kontun diktatörlük hevesi: Şato
Şato öyküsü de tıpkı Dava öyküsündekine benzer karanlık bir dünyada geçiyor. Avusturya – Macaristan İmparatorluğu’nun dağılarak modern ulus devletlerin kurulduğu bir dönemde yazıldığı için aslında bir tür kötücül gelecek tasviri çiziyor demek de mümkün. Hikayedeki ana karakterimiz gizemli bir kont ve bu kont bir şatoda yaşıyor. Garip bir hiyerarşi içinde çalışan sayısız bürokrat bu kontun etrafında pervane oluyor ve onun diktatörlük heveslerini tatmin ediyor.
Şato kitabını daha detaylı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Sonsuz gibi görünen metinler: Aforizmalar
Franz Kafka hayatı boyunca, belki son nefesini verdiği ana kadar yazdı. Bunların bazıları başı sonu belli olan hikayelerdi ama bazıları yalnızca yazmazsa çıldıracağı metinlerdi. Bunlar küçük öykücükler olarak da adlandırılır. Yazılanların bir kısmı Max Brod tarafından derlendi ve kitap haline getirildi. Bazıları ise yıllar sonra Aforizmalar gibi farklı kitaplarda birleştirildi. İşte Aforizmalar kitabı, ne zaman yazıldığı belli olmayan bu metinlerin bir kısmını içerir.
Aforizmalar kitabını daha detaylı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Franz Kafka bir gün arkadaşlarıyla otururken kapı açıldı ve bir arkadaşı ile birlikte Milena içeri girdi. Kafka, gazeteci Milena Jesenska’dan hikayelerinden bazılarını Çekçe’ye çevirmesini istedi. İşte bu küçük istek ikili arasında sonsuz bir aşk başlattı. 1920 yılının Nisan ayında Kafka, Milena’ya ilk mektubunu yazdı ve neredeyse son nefesini verdiği güne kadar da yazmayı sürdürdü. İşte tüm bu yazılanlar Milena’ya Mektuplar kitabında birleştirilerek bir tür aşk romanı ortaya çıkarıldı.
Milena’ya Mektuplar kitabını daha detaylı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Franz Kafka tarafından kaleme alınan öykülerin, romanların, mektupların ve diğer metinlerin büyük bir bölümü Max Brod tarafından o öldükten sonra yayımlatıldı. Yazdıklarının çok az bir kısmı ise Kafka hayattayken yayımlanmıştı. İşte o hayattayken yayımlanmış olan tüm eserleri Ceza Kolonisinde ve Diğer Öyküler isimli kitapta birleştirildi. Döneminde okuyanlar tarafından pek de beğenilmemiş eserleri bugün okumak, yazarın iç dünyasına yapılan sıra dışı bir yolculuğa benziyor.
Yeni dünyanın garip yüzü: Amerika
Hiç Amerika’ya gitmeden Amerika hakkında roman yazması bile ilginç olan Kafka’nın bu ilk romanı onun ölümünden üç yıl sonra ilk kez yayımlanmıştır. Amerika romanındaki ana karakterimiz 16 yaşında Karl Rossmann isimli bir genç. Bu genç, o dönem en modern medeniyeti olarak görülen ABD’ye göçmen olarak gidiyor. Karakterimizin gözünden makineleşmenin yükselmesinin ve bununla paralel olarak insanların küçülmesinin hikayesini okuyoruz.
Amerika kitabını daha detaylı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Onlarca sayfalık bir çığlık gibi: Babaya Mektup
Babaya Mektup gerçekten sıra dışı bir eser çünkü Franz Kafka’nın babasına yazdığı 45 sayfalık mektubun tam metnini içerir. Babasına 1919 yılında yazdığı bu mektubu annesine vermiştir ama annesi söylenene göre bu mektubu babasına vermemiş ve daha sonra Kafka’ya iade etmiştir. Babası okudu mu bilinmez ama bu mektup ilk kez 1952 yılında yayımlanarak tüm dünya tarafından okunur hale getirilmiştir. Mektuptaki her cümle okuyanın içine işliyor çünkü Kafka sayfalar boyunca babasının ona uyguladığı psikolojik şiddetten bahsediyor.
Babaya Mektup kitabını daha detaylı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
20. yüzyıla damgasını vuran ve yaşamış en büyük yazarlardan bir tanesi olarak kabul edilen Franz Kafka kimdir sorusunu yanıtlayarak mutlaka okumanız gereken eserlerinden bazılarını listeledik. Franz Kafka hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Kaynak: www.webtekno.com