Bir mühendislik harikası olarak tanıtılmasına rağmen havacılık tarihinde adını felaketlerle yazdıran DC-10, neden skandal üstüne skandal yaşadı?
Üstelik DC-10’un geçirdiği her kaza, yüzlerce insanın ölümüne sebep olacak büyüklükte gerçekleşiyordu.
Zamanının ötesinde bir mühendislik örneği olarak tanıttığı McDonnell Douglas, DC-10’ları 1970’lerin başında havacılık dünyasına katsa da felaketler peş peşe yaşanınca, adı havacılık tarihinden nasıl silindi?
Tarih boyunca DC-10, birçok ciddi kazaya karıştı.
1960’ların sonlarında hava yolu şirketleri, Boeing 747 kadar büyük olmayan ama yine de geniş gövdeli ve uzun menzilli uçabilen bir uçak ihtiyacındaydı. Amerikan havacılık imalat şirketi McDonnell Douglas, bu ihtiyacı karşılamak için üç motorlu DC-10’u geliştirmişti.
Uçağın iki motoru kanat altında, üçüncü motor ise kuyruğunda bulunuyordu. Gövdesinin geniş olması, DC-10’a orta-uzun mesafelerde büyük kapasite avantajı sağlamıştı. Havacılık tarihinde harikalar yaratacağına inanılan bu model, çok kısa sürede faciaları da beraberinde getirdi.
İlk uçuşunu 29 Ağustos 1970’te gerçekleştiren DC-10, 1971’de ticari hizmete başladı.
Ancak piyasaya sürüldükten sonra, uçakta çeşitli tasarım hataları ve güvenlik açıkları ile haberlere konu oldu. Birçok kazaya ve skandala yol açan bu sorunlar, uçağın halk arasında kötü bir şöhrete kavuşmasına sebep olmuştu.
Kariyerinin henüz başındaki DC-10, ismini harikalarla duyuracakken sayısız kazalara ve ölümlere karışmıştı. Üstelik bunlar, piyasaya sürüldükten kısa bir zaman içinde gerçekleşti.
İlki, 1972’de yaşanan American Airlines 96 skandalıydı.
12 Haziran 1972’de, American Airlines Flight 96 seferini yapan bir DC-10, Windsor, Ontario yakınlarında uçarken adını tarihe kazıyan bir kazaya karıştı: Uçağın arka kargo kapısı patlamıştı. Bu olay, uçakta kabin basıncının aniden düşmesine neden oldu.
Kazanın ardından raporlara bakıldığında DC-10’un arka kargo kapısı tasarımında ciddi bir mühendislik hatası olduğu tespit edilmişti. Kapı, tam kilitlenmemiş olsa da tasarımından dolayı kapalı gibi görünüyordu. Dolayısıyla uçuşlarda kapı, havadayken açılıyordu. Bu durum, diğer kazalara da sebebiyet verecekti.
Henüz 2 sene sonra, 1974’te Türk Hava Yolları 981 Felaketi yaşandı.
3 Mart 1974’te gerçekleşen olayda uçak, Paris-Londra seferi gerçekleştiriyordu. Uçak, seyir hâlindeyken Paris yakınlarına düştü ve dünyanın en büyük havacılık felaketlerinden birisinin yaşanmasına sebep oldu. Sonucunda 346 kişi yaşamını yitirirken dönemin en ölümcül uçak kazası olarak da tarihe not düşüldü.
Sorun ise şaşırtıcı değildi. Çünkü yine kapı tasarımından kaynaklı bir kaza gerçekleşmişti. Şirket, iki yıl önce yaşanan kazanın ardından kapı tasarımını değiştirdiğini duyurmuş olsa da bazı hava yolları, bu güncellemeleri dikkate almamıştı. Sonucunda ise uçağın kapısı, uçuş hâlindeyken patladı ve dik bir şekilde yere çakıldı.
Yine çok geçmeden, 1979’da American Airlines’a ait DC-10’un motoru koptu.
25 Mayıs 1979’da American Airlines’a ait 191 sefer sayılı uçak, Chicago O’Hare Havalimanı’ndan kalkış sırasında yere düştü. Sonucunda ise yine büyük bir kayıp gerçekleşti ve 273 kişi hayatını kaybetti. Bu olay, bu kez de Amerika tarihinin en ölümcül uçak kazası olarak kayıtlara geçti.
Sorun, sol kanat motorunun uçağın üzerinden koparak düşmesiydi. Kopan motor, kanat altındaki hidrolik sistemleri de parçalayarak uçağın kontrolünü imkânsız hâle getirdi. Kısa süre içinde uçak, infilak etti. Bu kaza, McDonnell Douglas’ın büyük bir prestij ve güven kaybetmesine sebep olmuştu.
1989’da Unites Airlines’a ait 232 sefer sayılı DC-10, yine bir kaza ile adını duyurdu.
19 Temmuz 1989’da, United Airlines’a ait uçak, motor arızası sonucunda hidrolik sistemini tamamen kaybetmişti. Uçaktaki sorun, merkezi kuyruk motorunun infilak edip hidrolik hatlarının tahrip olmasıydı. Uçağın tüm kontrol sistemleri devre dışı kalınca uçak, acil iniş yaparken parçalandı.
Yine ölümcül bir felaketle sonuçlanan kazada 111 yolcu hayatını kaybetti. Kaza, DC-10’un yetersizliğini bir kez daha gözler önüne sermişti. Bellik ki uçakta, eksik olan bir şeyler vardı.
1990’lara gelinince DC-10’un üretimi durduruldu. Bunca felaketin sebebi olan modelin yerini MD-11 aldı. Alınan güvenlik önlemlerine göre de piyasada yer alan tüm DC-10’ların kullanımı sona erdirildi. Hâlâ mevcut olanlar ise yolcu değil, kargo uçağı olarak görev yapıyor.
Uçak kazaları ile ilgili diğer içeriklerimiz:
İLGİLİ HABER
İşin Uzmanı Cevapladı: Son Zamanlarda Uçak Kazalarının Bu Kadar Artmasının Ardındaki Çarpıcı Gerçekler
İLGİLİ HABER
Uçak Kazaları En Çok Ne Zaman Yaşanıyor? Kurban Gitmemek İçin Bizim Dikkat Edebileceğimiz Faktörler Var mı?
İLGİLİ HABER
Ünlü Alman Metal Grubu Rammstein’ın İsmine İlham Olduğu Söylenen Trajik Uçak Kazasının Öyküsü
İLGİLİ HABER
İşimiz Çoktan Bitti Demeyin: Olası Bir Uçak Kazasından Sağ Kurtulmaya Çalışmak İçin Neler Yapabilirsiniz?
İLGİLİ HABER
Havacılık Tarihinin En Gizemli Olayıydı: 2014 Yılında Kaybolan MH370 Sefer Sayılı Malezya Uçağı Yeniden Aranacak
İLGİLİ HABER
Havacılık Tarihinin Gizemli Olaylarından “Stardust”: Enkazına 53 Yıl Sonra Ulaşılan Uçağa Ne Oldu?
Kaynak: www.webtekno.com