Hepimiz, gün içinde kısa süreliğine uyuyup uyandığımızda bir ömür sürmüş gibi hissettiren rüyalar görmüşüzdür. Bu durum, zihnimizde neden bu şekilde hissettiriyor diye düşüncelerin yankılanmasına sebep oluyor.
Koşup koşup bir yere varamadığımız, sanki zaman akmıyormuş gibi hissettiğimiz rüyalar silsilesiyle irkilerek uyanıp aslında o kadar da uzun süre geçmediğini fark ederiz. Rüyaların gizemi hala tam olarak keşfedilebilmiş değil. Ancak kim ne derse desin, rüyalar kişiye özel zihin yansımalarıdır.
Bilim insanları geçmiş dönemlerde olduğu gibi günümüzde de rüyalar üzerine çeşitli araştırmalar yapmaya devam ediyorlar. Peki neden rüyalarımızda gördüklerimiz, uyanık olduğumuz zamanlarda yaşadıklarımıza kıyasla ağır çekimde ilerliyor?
Rüyalarımızı derin uyku evresinde görüyoruz.
Bildiğimiz üzere çoğunlukla rüyalarımızı REM (hızlı göz hareketleri) diye adlandırılan bir evrede görüyoruz. Herkesin rüya süreleri hakkında bir fikri var ancak rüyaların uzunluğu içeriğine göre değişebiliyor. Bilim insanları özellikle de gerçek hayatta efor sarf edilmesi gereken işlerin ya da eylemlerin görüldüğü rüyaların daha çok zaman aldığını söylüyorlar.
Basit bir şey yaptığınız halde bitmek bilmeyen o rüyalarınızdan birini anımsamaya çalışırsanız bu düşünce anlam kazanacak.
Rüya deyince hepimizin aklına Inception filmi geliyor.
Inception filminde, rüyalarda geçirilen 1 saatin, gerçek hayattaki 5 dakikaya denk geldiğini görmüştük. Aslında uyuduğumuzda ve rüya görürken zaman tabii ki yavaşlamıyor ama rüyalar bizim için ağır çekimde ilerliyor.
Bir bakıma rüyalarda zaman kavramı çarpıklaşıyor. Bilim insanları çeşitli araştırmalar sonucunda bunun pek çok sebebi olabileceğini ancak net bir cevabın olmadığını söylüyorlar.
Aslında rüyalar düşündüğümüz kadar kısa sürmüyor.
Mutlaka internet ortamında ve birçok yerde rüyaların birkaç saniye sürdüğü bilgisine rastlamışsınızdır ancak bu tam olarak doğru bir bilgi değil. ABD Ulusal Uyku Vakfı’nın verilerine göre; rüyalarımızın bir kısmı birkaç dakika bir kısmı da 30 dakika veya daha uzun olmak üzere toplamda iki saat kadar sürebiliyor.
Bir gece boyunca 6’ya yakın rüya görüyoruz. Rüyanın süresini tam olarak saptamak için, hangi rüyanın ne zaman başlayıp ve bittiğini net olarak bilmek gerekiyor.
Elbette rüyaların süresini ölçmek oldukça zor bir işlem.
2014 yılında Frontiers in Psychology’de, rüyalarımızda zamanı, gerçek hayatta olduğundan daha farklı algıladığımız sonucuna vardıkları bir araştırma yayınladı. Bu araştırmalar, berrak rüyacıların fiziksel ve mental efor sarf ettikleri rüyaların gözlemlendiği çalışmalardan oluşuyor.
Araştırmalar, normal rüya görenlerle değil rüyasını kontrol edebilen berrak rüyacılarla gerçekleştiriliyor. ‘Berrak rüya’ aslında, ‘lucid dream’ kavramı için dilimizde kullanılan bir ifade. ‘Lucid dreamer’ yani ‘berrak rüyacı’ kişilerle, rüyaların başlangıç ve bitiş süresini gözlemlemek daha kolay.
Bilim insanları, rüyalarını kontrol edebilen kişilerle mental ve fiziksel aktivitelerden oluşan birtakım deneyler gerçekleştiriyor.
Araştırmalara katılan her berrak rüyacının, rüyalarında bazı aktiviteleri gerçekleştirmesi; aktivitelerin başlama ve bitiş zamanlarını gözlemcilere aktarması isteniyor. Araştırmalarda 10, 20, 30 adım yürüme; 10’a, 20’ye, 30’a kadar sayma, atlama ve yuvarlanma gibi aktiviteler yer alıyor.
Araştırmalar sonucunda; rüyalarda yapılması istenen aktivitelerin, görevin ne olduğundan bağımsız bir şekilde, rüyadayken gerçekte olduğundan daha uzun sürede tamamlandığı sonucuna ulaşılıyor.
Bu sonuçlara göre birkaç farklı görüş bulunuyor.
Rüyadaki bir eylemi gerçekleştirmenin, gerçek hayatta olduğundan daha uzun sürmesinin sebeplerinden biri; rüyaları gördüğümüz sırada vücudumuzdaki kas hareketlerinin sınırlı olmasıyla ilişkili. Rüyamızda bir ayakkabıyı giymeye çalıştığımızı ya da bir yerden kaçmak için büyük çaba harcadığımızı görebiliriz.
Ancak gerekli olan fiziksel hareketi sağlamak için kaslarımızı ve uzuvlarımızı gerçekte olduğu kadar kolay hareket ettiremeyiz. Bu durum, rüyada yaşananların bedenimize zarar vermemesi adına uyguladığı bir güvenlik unsuru.
Rüyalarımızın yavaş ilerlemesi yetmezmiş gibi bir de çok daha aşina olduğumuz; rüyadayken koşamamak, bağıramamak gibi bunaltıcı deneyimler yaşayabiliyoruz. Bu durumun bilimsel sebeplerini detaylıca anlattığımız bir başka içeriğimizi de buradan okuyabilirsiniz.
İLGİLİ HABER
Rüya Görürken Neden Yumruk Atamayız, Bağıramayız veya Koşamayız?
Sonuç olarak; rüyadayken zihnimizin, her hareketimizin gerçekleştiğini algılaması ve rüyayı işlemesi daha uzun sürüyor. Buna ek olarak, uykudayken beynimizdeki farklı düzeylerde dalganlamalar da rüyaların süresiyle ilgili olabilecek faktörler arasında bulunuyor.
Kaynak: www.webtekno.com