Günümüzde Türkiye’deki hızlı trenler saatte 250 km hıza ulaşabiliyorken Soğuk Savaş yıllarında bile günümüzün çok ilerisinde bir teknolojinin geliştirildiğini biliyor muydunuz? Hem de bir trene jet motoru takarak!
Bir tren, en fazla ne kadar hızlanabilir? Fransız mühendisler, 1950’lerin sonunda bu sorunun cevabını merak ederek müthiş bir teknolojiye imza attılar. Tabii arkası da kesilmedi.
Turbojet motorlu trenler üretildi, biraz da kullanıldı. Ancak şu an, bu teknolojiden eser yok. Sebebi ne olabilir?
1960’ların başında demir yolu endüstrisi, pek de iyi gitmiyordu.
Uçakların ciddi bir alternatif hâline geldiği bu dönemlerde, hava yolu taşımacılığı oldukça ucuzlamış, insanlar artık demir yolu tercih etmemeye başlamıştı. Firmalar, bu yüzden “çılgın” projelere yöneldiler. Bunlardan en önemlisi de hızlı trenlerdi.
Fransızlar, bunun için bir “yer uçağı” yapma fikrini ortaya attı. Bu fikirle birlikte trene, jet motoru takmayı denediler ve saatte 345 km hıza çıktılar. Ancak proje pahalı ve verimsiz olduğu için sonlandırıldı. Tabii Amerika ve Sovyetler de bu proje, henüz yeni başlamıştı.
1960’ların sonları ve 1970’lerin başı, demir yolu taşımacılığı için bir dönüm noktasıydı.
Bir trenin ne kadar hızlanabileceği merak konusuydu. Eğer hızlı bir tren inşa edilirse, askerlere teçhizat da hızlı bir şekilde temin edilebilirdi. Peki bu nasıl mümkün olacaktı? Dönemin Sovyet mühendisleri, tam da bu yüzden ulaşım alanında sınırları zorlamak ve yüksek hızları yakalamak için cesur adımlar atmışlardı.
Bu yenilikçi ruh, jet motorlu bir tren projesine kadar uzanmıştı. Kulağa biraz garip -hatta ütopik- gelse de bu fikir, o yılların teknoloji ve mühendislik anlayışı ile bakılınca aslında bir devrim niteliğindeydi.
Nitekim öyle de oldu.
Sovyetler Birliği’nde, yüksek hızlı demir yolu taşımacılığı için yapılan ilk deneyler 1930’lara kadar gitse de jet motorlu tren fikri, gerçek anlamda 1960’ların sonunda şekillenmeye başladı. Bu tren, uçağın turbojet motorlarının gücünden faydalanarak raylar üzerinde yüksek hız yapmayı hedefliyordu.
Geleneksel lokomotiflerden farklı olarak bu trenin itiş gücü, doğrudan motorlardan alınıyor; böylece yüksek hızlara ulaşılması amaçlanıyordu. Başlangıçta motorlar, uçaklarda olduğu gibi arkaya koyulacaktı. Fakat testlerde sonuç berbattı, motorlar, trenin arka tarafındayken raydan çıkmasına neden oluyordu.
Bu yüzden motorlar, treni itmeyecek; çekecekti.
1971’de üretimi gerçekleştirilen bu tren, Sovyet mühendisliğinin ne kadar cesur ve ileri görüşlü olduğunu gösteren güzel bir örnek.
Hedeflenen hız saatte 360 kilometreydi, ancak testlerde ulaşılan en yüksek hız 250 kilometre civarındaydı. Bu, o dönemin koşullarında oldukça etkileyici bir sonuçtu. Tren, türbin motorlarının avantajlarını kullanarak daha önce hiç düşünülmemiş hızlara ulaşmayı başardı. Yani aslında bu tren, bugünkü anlamıyla bir “uçan tren”in öncüsü sayılırdı.
Tabii her ne kadar başarılı test sürüşleri gerçekleştirilse ve kullanıma bir süre açılsa da, pratikte bu teknoloji, pek de sürdürülebilir değildi.
Motorların yakıt tüketimi, korkunç derecede yüksekti.
O dönemler için bu artan maliyeti karşılamak, oldukça güç bir konuydu. Bu yüzden biraz kullanıldıktan sonra artan maliyetler, treni kullanılamaz hâle getirmeye yetti. Tabii öncül sorun olsa da tek sorun maliyet değildi.
Çıkardığı gürüldü ve ortaya çıkardığı kirlilik de trenin, günlük olarak kullanılabilmesini imkânsız bir hâle getiriyordu. Başlarda güzel bir fikir olarak gelişen proje, hayata geçirildikten sonra o kadar da “sorunsuz” ilerlememişti.
Sovyet jet trenleri, büyük bir hayali gerçekleştirmiş olsa da yerini, elektrikli trenlere bıraktı.
Bugüne dek sadece birkaç örneği üretilen bu proje, bugünkü yüksek hızlı trenlerin ana projesi niteliğini taşıyor. O dönemler, böyle bir fikir bile ortada yokken hayata geçirilen proje, kuşkusuz birçok yeniliğin de öncüsü oldu.
Amerika’nın tosladığı duvara toslayan Sovyetler de 1975’te bu projeyi durdurma kararı aldı. Çürümeye terk edilen tren, 2008’de trenin motorun olduğu ön taraf yenilenerek Tver şehrinde bir anıt olarak ziyaretçilerini bekliyor.
İlginizi çekebilir:
İLGİLİ HABER
Fizik Kurallarına Meydan Okumak İçin Geliştirilmiş, Tek Rayda Dengede Gidebilen Bu Tren Neden Tarihe Karıştı?
İLGİLİ HABER
Tren Raylarındaki Bu Mantara Benzeyen Çıkıntılar Neyin Nesi?
İLGİLİ HABER
Saatte 600 Kilometreyi Aşan, Dünyanın En Hızlı Treniyle Tanışın: Raylara Değmeden Gidiyor!
İLGİLİ HABER
Japonya’da Trenler, 1 Dakika Bile Gecikmeyecek Dakikliği Nasıl Sağlıyor? İşte Ardındaki ‘Ayakta Alkışlanacak’ Sistem
İLGİLİ HABER
Trenlerin Uğramadığı Ülke: İzlanda’da Demir Yolu Olmamasının Sebepleri Neler?
Kaynak: www.webtekno.com