Ramazan ayının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan pide, iftar sofralarının baş tacı olmaya devam ederken, fırın ustaları da yoğun mesailerini sürdürüyor. Günün erken saatlerinde işe koyulan ustalar, unu kazanlara doldurarak hummalı bir hazırlık sürecine başlıyor. Yaklaşık bir saat boyunca yoğrulan hamur, dinlenmeye bırakıldıktan sonra ustaların maharetli ellerinde şekilleniyor. İsteğe bağlı olarak üzerine yumurta sürülen ya da susam serpiştirilen pideler, fırına girmeden önce son dokunuşlarını alıyor.
SICAK PİDE KOKUSU SOKAKLARA YAYILIYOR
Odun ateşiyle ısıtılan taş fırınlar, akşam saatlerine doğru sıcak pide kokusunu mahalleye yaymaya başlıyor. O an geldiğinde, sokaklar bir gelenek haline gelen pide kuyruğuyla canlanıyor. Mahalle sakinleri, bu eşsiz lezzete ulaşabilmek için iftara kısa bir süre kala fırınların önünde sıralanıyor. Fırından yeni çıkmış, buram buram kokan pidesini alanlar, huzurlu bir mutlulukla evlerinin yolunu tutuyor.
YOĞUN MESAİ, BÜYÜK MEMNUNİYET
Pide ustası Özcan Taşçı, 44 yıldır fırın başında olduğunu ve Ramazan ayının kendileri için bambaşka bir anlam taşıdığını belirtiyor. Yoğun tempoya rağmen, insanların pidesini alıp yüzlerinde bir tebessümle ayrılmasının yorgunluğunu unutturduğunu dile getiriyor. “Ramazan, bereket ayı. Pide de bu bereketin bir simgesi. O sıcak kokusu, iftar sofralarına kattığı anlam, bizim emeğimizi taçlandırıyor.” diyor.
Bir diğer pide ustası Mehmet Coşkun ise, mesailerinin sabah saatlerinde başlayıp gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürdüğünü ifade ediyor. Hamurun yaklaşık bir saat boyunca yoğrulduğunu ve pidenin tamamen hazır hale gelmesinin yaklaşık üç saat sürdüğünü belirtiyor. Ona göre pidenin lezzeti, sadece maharetli ellerde değil, aynı zamanda Ramazan’ın ruhunda ve kullanılan kaliteli buğdayda saklı.
PİDE KOKUSU, ÇOCUKLUK ANILARINI CANLANDIRIYOR
Pide kuyruğunda bekleyenlerden Fethi Yılmaz, sıcak pidelerin yaydığı kokunun kendisini çocukluğuna götürdüğünü anlatıyor:
Ramazan ayında pide almak için sıraya girmek bile başlı başına bir ritüel. Anılarımızı tazelemek, eski günleri hatırlamak ve tabii ki en taze pideden almak için buradayız. Çocukluğumuzda mutlu günlerimiz olduğu için insan hep o günlere dönmek ister.
Her akşam pide sırasında yerini aldığını belirten Yılmaz, bu bekleyişin sadece bir ekmek alma süreci olmadığını, aynı zamanda mahalledeki insanlarla kaynaşma, sohbet etme ve Ramazan ruhunu paylaşma fırsatı sunduğunu söylüyor. Serkan Kara da sıraya girmenin kendisi için bir keyif olduğunu vurgulayarak, “Bu ayın maneviyatını hissetmek, eski dostlarla karşılaşmak, yeni insanlarla tanışmak ayrı bir huzur veriyor” diyor.
Ramazan’ın birlik ve beraberlik duygusunu pekiştirdiği bu anlarda, pide sadece bir ekmek değil, aynı zamanda paylaşılan anılar, dostluklar ve sıcak sofraların değişmez bir parçası olmaya devam ediyor.
Yavuz Yıldırım
Haber Müdürü
Kaynak: www.ensonhaber.com